2 Haziran 2018 Cumartesi

#Geçende bir söz duydum.
Diyordu ki;Hayaller Paris,gerçekler Çemişkezek!
Hep duyarım,neresi bu Çemişkezek diye.
Boyu ne uzayıp ne de kısalan bir kasabaymış.
Ülkemizdeki durumu ifade etmek için kullanılan bir söz bu elbette ama bana göre çok iyimser bir tanım çünkü;ülkemizdeki tarımdan sanayiye,ekonomiden işsizlik rakamlarına baktığımızda ne uzayan ne kısalan değil,düpedüz kısalan bir ülkeye dönüştük.
Ama....
Cumhurbaşkanı,başbakan ve bakanların söylemlerine ve meydanlardaki halka hitabetlerine bakarsanız eğer sanırsınız ki,hayaller Paris ama ya gerçekler?
İşte,tam da Çemişkezek kasabasındayız.
Mikrofon tutuyorlar halka,tabii yandaş medya;Konuşan vatandaşları izleseniz sanırsınız ki,bu memlekette 10 milyon işsiz yok,çarşı-pazara cüzdanınız dolu gidiyorsunuz,liranız,dolar euro karşısında erimemiş,cari açık tarihin zirvesine ulaşmamış,üretmeden tüketen bir topluma dönüşmemişsiniz,çiftçi,borç batağından kendini yakmamış,Urfa'dan,İstanbul'a iş umuduyla giden gariban kendini köprüden atmamış,kadınlar öldürülmemiş,çocuklar tecavüze uğramamış,işçiler iş cinayetlerine kurban edilmemiş,yolsuzluk,hırsızlık,ahlaksızlık hiç yaşanmamış gibi memleket güllük gülistanlık olmuş meğer de,bunu bizler neden görmüyoruz acaba?
Hani,mikrofon ellerinde her koldan saldırıyorlar ya Muharrem İnce'ye;,korku başladı inanın.
Korkuyorlar çünkü,iktidar ellerinden gittiğinde,bunun bir de hesap vermesi var.
Fotoshopla boş meydanları ekranlarda doldurabilirsiniz ama biliyorsunuz ki,bu iktidar gidici artık.
Mikrofonları,bir de gerçekten sokağa tutun bakalım vatandaşın çilesi neymiş görün.
Eğer,bir ülkede ekonomiyi,sağlığı,eğitimi görmek istiyorsanız,önce çarşı-pazara gidip,halkın neyi alamadığını göreceksiniz.
Atanamayan öğretmenleri,fetö diyerek işsiz bırakılan insanları göreceksiniz;hastanelere gideceksiniz örneğin.
Şehir Hastaneleri diyerek,hasta sayısını bile garanti ettiğiniz ve sermayeye dönüştürüp,hasta ettiğiniz insanların istatistiğini okuyacaksınız.
Bol keseden atmak kolay.
Memleketi,Paris gibi anlatırlarken,Çemişkezek'in neden gelişmediğinin suçlusunu göreceksiniz sevgili halkımız!
Az önce haberlerde cumhurbaşkanına dair bir haber gördüm.Oğlu,2008 yılında öldürülen bir kadın,hem de cumhurbaşkanının konvoyunun yolunu kesmiş ve oğlunun katillerinin bulunmasını istiyor.
Buraya kadar normal bir haber gibi izleyebilirsiniz elbette ama siz hiç cumhurbaşkanının konvoyu yola çıkarken,bir kadının arabasının önünü kesmesini düşünebiliyor musunuz sahiden de?
Önden ve arkadan kaç polis ve kaç araç makam aracını koruyor?
Aracı görebiliyor musunuz,polislerin arasından?
Bu toplumu en iyi nasıl aldatırsınız biliyor musunuz?
-Mağduriyet edebiyatı yapacaksınız;
-Sanki,sorunu çözecek gibi yalana sarılacaksınız.
Ne diyordu başbakan Binali Yıldırım:
-Miting meydanlarında söylenenle,iktidarda yapılan asla aynı olamaz!
Ne kadar yalana sarıldıklarını anlayın artık!
Sanki,16 yıldır iktidarda CEHAPE var!
Madem,polise,memura,hemşireye bu kadar vaadiniz var;madem,asgari ücreti,işsizlik rakamlarını düzeltebileceğinizi söylüyorsunuz;madem doları durdurabiliyorsunuz;madem,memleketi düzeltebileceğinizi söylüyorsunuz;
Be kardeşim!
16 yıldır neden yapmadınız da,bozduklarınızı düzelteceğinizi söylüyorsunuz?
Madem bu işe taliptiniz,16 yıldır aklınız nerdeydi?
Atalar ne demiş:
Denenmişi,denemeyeceksiniz;
Ya da;Aynı suda iki kere yıkanılmaz!
24 Haziran,ülkemiz için bir dönüm noktasıdır.
Ya,o kirli suda yeniden yıkanır ve kirlenmeye devam edersiniz;ya da,hiç denenmemişi deneyip,seçim şansını vererek neyi değiştirebileceğini görürsünüz.
Seçim sizin!
Sonra pişman olup da,
-Vay,ellerim kırılsaydı da..... diye başlamayın da!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder