#Refah düzeyini evdeki buzdolabının varlığıyla ölçen tek ülkeyiz sanırım.
Cumhurbaşkanı Erdoğan "Eğer her eve buzdolabı giriyorsa, elhamdülillah refah seviyesi var" dediğinde aklıma ilk gelen şey;İyi ki,dünya Türkçe dilini bilmiyor. Öbür türlü,dolar almış başını gidiyorken,ülke borç batağında debeleniyorken,işsizlik artık üniversite mezunlarına kadar çoğalmışken,açlık ve yoksulluk sınırı rakamları ortadayken,refahı evdeki buzdolabıyla ölçen bir cumhurbaşkanının sözlerine ne derdi acaba?
'La Havle' diyerek hadi bunu açalım.
Evinizde buzdolabı var mı?
Olmayan yoktur herhalde? Evlerin en temel gereksinmelerinden biridir çünkü.
Peki,sizin evinizdeki buzdolabının markası ne? Hani,fiyat aralığına bakarak ne kadar refahtasınız onun için soruyorum,yoksa bana ne sizin evinizdeki dolabın markasından değil mi?
Küçük bir araştırma yaptım buzdolabı fiyatlarına.Alt limit 1000 tl'den başlıyor,üst limiti hiç sormayın,onların yanına yaklaşmak için ancak ve ancak ya BEŞTEPE' de oturmak ya da NAGEHAN gibi yalayıcıların oturduğu yalılara sahip olmanız gerekiyor.
Bizim gibi orta halli insanların evinde ortalama 1.500 tl'den başlıyor buzdolabı fiyatları.
Hadi,her koşulu zorladınız ve evinize buzdolabı aldınız;
Peki,bu buzdolabının içi nasıl dolacak?
Buzdolabı işte,içinde kıyafet saklamayacağınıza göre,et,süt,şarküteri ürünleri,meyve-sebze almanız gerekiyor.
Geçen gün,pazara gitmiştim.Pazar fiyatlarına bakıyorum,bakıyorum da.......
Cumhurbaşkanı haklı elbette.Neden mi?
Havuç aldınız diyelim,kilosu 8 tl.Fasulye aldınız, kilosu 8 tl,Şeftali aldınız 8 tl,Erik 6 tl,Patlıcan 3 tl,domates 5 tl,karpuz 15-20 tl, falan...
Bunca yiyeceği pazardan alacak paranız varsa elbette bunları koyacak dolabınız da olmalı.
Ha,diyorsanız;
-Kardeşim,bu saydığın meyve sebzeyi ne kilosu,ben taneyle alıyorum,çoğunu hiç alamıyorum.Ben,açlık ve yoksulluk sınırında yaşayan bir vatandaşım.Evde bekler üç,beş boğaz.Ne yedireceğim onlara,taşı mı kaynatayım?
Evdeki buzdolabının içi boşken eğer senin refahın yüksek ise ve sen de bu sözleri dinleyip,gidip hala oy veriyorsan bu partiye ve de önündeki prompter yani aslında kişinin neyi söyleyeceğini önünde yazan suflör denen o cihaz bozulduğunda neyi söyleyeceğini dahi bilmeyen birini yeniden seçeceksen,buyur,sandık orda.Oyunu ver ama sonrasında 'AÇIM,İŞSİZİM,ÇARESİZİM'diye sızlanma.

Karşınızdaki kişi,sizin açlığınızı evinizdeki buzdolabıyla ölçüyor,ne kadar refah içinde yaşadığınızı söylüyor çünkü.
Dünya,bize neresiyle gülüyor acaba?
Ama bunlar neden biliyor musunuz?Korku!
İlk turda seçilemeyecek ve meclis çoğunluğunu alamayacak-lar artık görüyorlar.
Bırakalım,meydanlarda böyle konuşmaya devam etsinler.Adaylara engel de koysalar,çöp kamyonlarını da dizseler,haberlerde hiç yer de vermeseler,artık işleri zor!
Halkımız da bunu görüyor artık çünkü,karnınız açken,yalanlarla,boş sözlerle karnınızı doyuramazsınız.
İştir,aştır size lazım olan!
Bunu size kim verecekse onun ardına düşeceksiniz.16 yıldır iktidarda olan ve ülkemizi bu noktaya getiren bir partiden hala medet ummuyorsunuz değil mi?