#Bugün,' Dünya Posta Günü'
Can Yücel demiş ki:
-Bir güzel kahve yap kendine
Seni mutlu eden sesi duymak için 'Alo' de.
Hayat, tam da Can Yücel'in dizelerindeki gibi yaşanıyor artık.
Mektup yazma geleneği de bitti. Bir telefonun ucunda sevgili, eş, dost, arkadaş.
Eskiden, postacı yolu gözlenen Aşk' lar vardı, zarfın içine parfüm sıkılan .
Bak, postacı geliyor, selam veriyor, herkes ona bakıyor ,merak ediyor' diye şarkılar söylerdik çocukluğumuzda.
Köpeğin kovaladığı postacı haberlerini okurduk gazetelerde.
Şimdi artık, ne postacı kaldı, ne de mektuplar.
İadeli Taahhütlü duygulara dönüştü telefon görüşmeleri.
Her şey çok kolay yaşanır oldu, çok kolay.
İstanbul'da, Cağaloğlu yokuşunda,, Eminönü civarında renk renk kartpostalları satan dükkanlar olurdu .
Şehirler, köyler, kırmızı kalplerin her çeşidi ,kediler, kahküllü,sarı saçlı çocuklar ....
Sevimli kedi videoları yoktu o zamanlar, kartpostallarda görüyorduk Van Kedilerini, Tekirleri.
Romantizmin en dibine vurduğumuz duygu dolu satırlardaydı yarin kokusu.
Mektup yazmak güzeldi.
Büyüklerin ellerinden, küçüklerin gözlerinden öpülen o samimi dizeler...
Postaneye gidip, pulu dilimizle yalayıp, o tuhaf tadı hissetmek ,zarfı özenle yapıştırmak ve delikten içeri atmak da özeldi.
Şimdi, cep telefonları var artık, mektupların devri kapandı.
Görüntülü konuşmalar başladı özlenen herkes için.
Bir ' Alo ' nun ucundayız ,bir tuşun başına yalnızlığımızın çözümü.
Bir arkadaş sesi mi duymak istiyorsun, ya da ,konuşacak ,hal hatır soracak eş, dost akraba...
Bir sade kahve, bir telefon.
Bir tuşun ucunda özlem.
Bir çılgınlık yapıp, bir şişenin içine mektup yazasım var.
Atacağım deniz.
Kime ulaşırsa artık.
Postacı götürmeyecek adrese teslim.
Öylesine ,tesadüfen bulunmalı.
Belki, yıllar sonra,
Belki ömürden sonra...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder