3 Ekim 2021 Pazar

 Bugün pazar...

En sevdiğim gün. ❤️
Cemal Süreya demiş ki:'Kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı.'
Gerçekten öyle mi acaba?
Pazar günü, genel olarak rehavet günüdür. Hafta sonu tatili ya!
Eskiden, kahvaltı sofralarında bütün aile toplanırdı, mis gibi kokan ve lezzetli anne reçelleri, ayranı üstünde tereyağ, şekerle beslenmemiş ağrılardan sağılan bal, her türlü fırıldaklığın dönerek elde edilmeyen peynir, patates konmamış kaşar peyniri falan olurdu.
Şimdilerde ise, nurlarda uyusun Anacığımın deyimiyle 'Yediğimiz, içtiğimiz haram'
Peynire, kiloda ağır çeksin diye tuz basılıyor, zeytinler boyalı, bal hileli, tereyağ..
Zaten, damak tadınız varsa anlıyorsunuz, yediğiniz şeyin tereyağ olmadığını.
Domates, keten kumaş gibi sert ve tatsız, biberlere azot basılmış, salatalıkları anlatmaya gerek yok.
Hal böyleyken, nasıl sağlıklı beslenilir, nasıl güçlü bir bağışıklık sağlanır, nasıl hastalıklardan kurtulunabilir?
Tabii, sarayda yaşıyorsanız ayrı.
Yurdum insanı açlıkla, yoksullukla terbiye ediyor kendini.
Çoluk çocuk, ekmeğin içine makarna koyarak öğünü geçiriyor diyeceğim ama makarna fiyatları da her şey gibi uçmuş.
Siz, Mango meyvesini bilir misiniz?
Ben, yemedim.
Hem merak etmedim, hem de tropik tatlar yerine kendi ülkemin meyve - sebzesini isterim.
Ama biz sıradan insanlarız elbette. Ne işimiz olur Mangoyla, Ejder Meyvesiyle, Kaju ile?
Bir yerde okumuştum, bir avuç Kaju,Psikiyatr' la yaptığımız 1 saatlik terapiyle eşdeğermiş.
Kaju, çok yağlı ama çok da lezzetli bir kuruyemiş de...
Kaju'nun kilosu 140 lira.
Bilmem ki, Psikiyatr'a mı gitseniz?
Başka türlü, akıl sağlığınızı korumak çok zorlaşacak çünkü?
Ekranlarda, boy boy sıralanan doktorlar, ' Haftada üç kez kırmızı et,tavuk, balık yiyin' diyerek öneriler getiriyorlar da, etin kilosu 100 lira olmuş, kanatlıların, hele balığın yanına yaklaşılmıyorken, sağlıklı beslenmek nasıl olacak-tı?
Ülkemizde, o kadar çok diyetisyen var ki. Şu andaki mevcut düzende nasıl sağlıklı besleneceğiz, onu söyleyecekler. Pek mümkün değil, ayrı konu.
ilkokul mezunu ordinaryusların önerilerine itibar etmiyoruz elbette.
Elma kabuklarından tasarruf yapıp, sirke kurmak, Mango kurutmak!
Mango mu?
Mango, neydi?
Kolunda 30 bin Euro, yani 300 bin liralık saat, mutfağında 10 bin liralık musluk bataryası bulunan kadın, Mango kurutmanın önemini anlatıyor.
Saraya alınan malzemelerin 5 milyon lira olarak, mutfak giderinin yüzde 64 artmış olduğunu da Sayıştay raporlarından öğrenen bizler,
Hemen, derhal, marketlere koşuyoruz ve Mango alıyoruz.
Mango şart!
Peki, 1 adet Mango'nun fiyatı ne?
13 liradan başlıyor ve yükseliyor.
Biz, saray da mı yaşıyoruz ki, Mango kurutup, sağlığımızı koruyalım?
Ne demişti Cemal Süreya : Kahvaltının, mutlulukla bir ilgisi olmalı.
Haklı mı?
Koşullar iyiyse neden olmasın?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder