6 Ekim 2021 Çarşamba

 #Fulya Öztürk ve sabah-öğle kuşağı programları....

Fulya Öztürk kim, tanımıyorum. Geçende, kanal değiştirirken, bir kadın avazı çıktığı kadar bağırıyordu da niye bağırıyordu?
İnsan, eğitim basamaklarını tırmanırken ,aynı zamanda büyür de. İlkokul, ortaokul ve lise yıllarımız çocukluk, ergenlik ve birey olmaya giden ilk gençlik yıllarımızdır. Her yıl, yeni insanlar ,yeni olaylarla karşılaştıkça büyümenin yanı sıra, sorgulamaya da başlarız.
Üniversite yıllarımız ise, artık meslek sahibi, sorgulayan, analitik düşünen bireylere geldiğimiz son noktadır.
Bir süredir, karşılaştığım özellikle üniversite okumuş bazı insanların cehaletini gördükçe, ' Ülkemizdeki 204 üniversitenin niteliği nedir, bu kadar kalitesiz ve niteliksiz bireyleri yetiştirmek için üniversitelere ne gerek var, köylere bile fakülte açmanın amacı ne ?' gibi sorular soruyorum kendime.
Ülkemizdeki kadınların önemli bir kısmı çalışmıyor ve ev işlerinden arta kalan zamanlarını Müge Anlı, Serap ... soyadını bilmiyorum, Esra Erol, Fulya Öztürk ve dedektifliğe soyunan gazeteci, muhabir kim varsa, polisin ne işe yaradığını sorgulatan programlar yapıyorlar.
Nedir bu programlar dedim ve karısını, yatak odasında babasıyla basanlar, anneannesini ,kolundaki bilezik için öldürenler, karısı ,dört çocuğunu bırakıp hala oğluna kaçan kadınlar falan filan....
Bu ülke, ne ara bu kadar sapkın ilişkiler üretti, hep var mıydı ya da, sonradan mı oldu bilmiyorum ama muhalif kanallara ceza yağdıran RTÜK, bu programları neden görmüyor?
Bu kadar kalitesiz, rezilliğin diz boyu olduğu programları sorgulamak ve katilleri bulmak yargının ve polisin işi değil mi?
Dün, Fatih Portakal bir twit atmış Fulya Öztürk için .Kadın, çıldırmış veryansın ediyor da niye ediyor acaba?
Celal Bilgin isimli bir erkek, internetten tanıştığı bir kadınla, hem de 18 ay sonra evleniyor, bir de çocukları oluyor.
Adam, bir porno sitesinde, dikkatinizi çekerim bir porno sitesinde izlediği pornografik bir videoda, yara izinden tanıdığı eşini görüyor ve oğluna DNA testi istemek için programa çıkıyor ve yayında bu videoyu izletiyor.
Rezaletin dik alası bir şey de bu...
Öncelikle, internetten tanışıp, evleniyorsun, bir de çocuk yapıyorsun.
18 ay arkadaşlık ediyorsun.
O kadın ve o çocuk ne hissediyordur şimdi?
Madem evlendin, geçmişinden sana ne?
O çocuğun okul ,mahalle arkadaşları, kadının uğradığı bakkal-market, apartman komşuları ne düşünüyordur şimdi ve kadını nasıl yargılıyordur?
Porno sitelerine giren koca masum, böyle birine kapıyı göstermeyip ,reyting uğruna program yapan ve avazı çıktığı kadar bağıran Fulya Öztürk masum ama kadın suçlu öyle mi?
DNA testi istiyorsan ,gider yaptırırsın ,kime ne? En fazla boşanırsın ama günlerce, kendi isminle ekrana çıkıp da kadını ve çocuğu deşifre etmek nedir?
Bunun adı, programcılık değildir.
Sunucu, kazandığı parayı hiç harcamıyormuş, çocukları yurda yerleştiriyormuş ,hayırlı bir iş yapıyormuş falan...
Yahu!
Belki de, geçmişini unutmak isteyen ,belki de o kadın değil, hata var
bir kadının ve çocuğun hayatını mahveden bir erkeğe reyting için çanak tutuyorsun.
İstediğin kadar hayır yaptığını iddia et. Bu programla zarar veriyor musun o iki insana, konu bitmiştir.
İyi eğitimli bir gazeteci, bu durumda ne yapardı?
' Hadi kardeşim, başka kapıya. Çok şüphen varsa, git DNA testini kendin yaptır, bizi de kullanma. ' der ve konuyu ekrana taşımazdı.
Profesyonellik bunu gerektirir- di!
Ama reyting denen o ölçüme, böyle programlar yaparak katkı yapmak gerek.
En çok, o kadın ve çocuğuna üzüldüm.
Sabah ve öğleden sonra yapılan bu türden bütün programlar için fikrimdir:
Yapmayın artık böyle rezil programları.
Kadınlar çalışmıyor. Üretime katkı sağlayacak ,kadına para kazandıracak, işlevsel programları neden yapmıyorsunuz da, toplumun ruh sağlığı ayarlarıyla sürekli oynuyorsunuz?
Yapmayın!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder