20 Ekim 2021 Çarşamba

 #Sanata dair....

100 Bin 750 TL
2.825 TL.
Ne kadar uç rakamlar değil mi? Peki, bu rakamlar satın alınan bir sanat eserine mi ait? Bir tabloya ,belki 100 bin tl verebilirsiniz ama 2850 tl ile ancak markete gidebilirsiniz.
Neyse.....
Konumuz sanat!
Diyarbakır' da, Hafıza Odası başlığında bir sergi açıldı.
Sanatçının adı : Ahmet Güneştekin. Bir süredir izlediğim bir sanatçı . Başlangıçta ,çalışmaları ilginç gelmişti ama son dönemde piar çalışmasını çok iyi yaptığını düşündüğüm ve benzerlerini başka sergilerde de gördüğüm bir tarz geliştirdi. Elbette, sanatçının işine karışılmaz. Sanatçı, canı ne isterse onu yapar, size düşen de ya seversiniz ya sevmezsiniz. En fazla, sergisine gitmezsiniz.
Ben, sanatta karışıklığı sevmeyenlerdenim. Hayatın her alanında sadeliktir felsefem. Bir şeyde, çok şey anlatan her şey yorar beni.
Bir sanat eseri için de geçerli bu. Bir resim ya da heykelin karşısına geçtiğinizde yorum yapacak kadar sizi çekmeli.
' Acaba, burda sanatçı ne demek istemiş' derken sizin de bakışınız olmalı.
Sanatın, sanat için mi, toplum için mi sorusuna takılmıyorum ama sanat, para olmadan yapılmaz, işte bunu biliyorum.
Bir sergi açmak sonraki iş ama üretim aşaması bir hayli maliyetli .
Neyse....
Ahmet Güneştekin ' in şu renkli tabutlar çalışmasına değineyim biraz: Her ne kadar Diyarbakır' da sergilense de, İstanbul' da daha önce sergilemişti bu çalışmasını. Diyarbakırlılar ,boşuna atmışlar çatıdan o tabutları.
Bu çalışmayı hiç beğenmedim. Yaydığı enerji iyi değil bana göre.
Ölüm, elbette hayatımızın gerçeği ve doğduğumuz andan itibaren yaşlanıyor, ölmeye gidiyoruz ama hayatta bazı şeyleri biliriz ve dillendirmeyiz, tıpkı bu renkli tabutlar gibi.
Ölümü kutsamak ,eğlenceli hale getirmek ,sanki ölmeyi çekici kılmak gibi geliyor bana.
Oysa; ölüm, hayatın bitişi. Öldünüz ve yoksunuz artık. Nefesiniz kesilmiş, ömür bitmiş.
Bunları, zaten biliyoruz ama illa göze sokmak ve sanatta ilginçlik yapmaya çalışmak ve rengarenk tabutlar boyamak sanata ve sanatına ne kattı acaba?
Sanatta, Natürmort ' u, çiçeği böceği ben de sevmiyorum. Sürrealist akım beni daha çok etkiliyor ve uyguluyorum ama karmaşa yaratan ve yoran çizgileri ve renkleri gördüğüm zaman ,sergiden kim olursa olsun çıkıyorum.
Diyarbakır' daki sergi ,çok karışık, çok şey anlatmaya çalışıyor ve yoruyor. Verdiği siyasal mesajlar da ayrı konu.
Onca gazeteciyi halaya durdurmak da ayrı mesele.
Ama şu bir gerçek ; Piar çalışmasını çok iyi biliyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder