#Memleketin her açıdan çivisi çıktı artık.
'Verin şu yetkiyi kardeşinize' diyen birine ,tüm ülkenin sanattan siyasete, tarımdan sanayiye ,özgürlükten ekonomiye ,hukuktan kültüre kadar ,her şeyi iki dudağının arasına teslim ederseniz olacağı buydu.
Ekonomi çakıldı, tarım bitti, sanayi iflasta, yargı teslim, sanat....
Neymiş şu Altın Portakal !
Bir ödül töreninin ,haber programlarına kadar gündem olması şaşırtıcı değil mi?
Konuşacak konu kıtlığı mı çekiyoruz acaba?
Oysa, memleket yanıyor, dolar olmuş 9 lira, Merkez Bankası rezervleri eksilerde ama masal anlatmaya doymayan bir iktidar ve bizim konumuz ; Nihal Yalçın-Tamer Karadağlı .
Üç gündür, gerek televizyonda ve gerekse sosyal medyada bu konu var.
# Hashtag bile açılmış da niye?
Ama bu konu, sanat eğitimi almış biri olarak bende şu algıyı oluşturdu: Bu ülkenin aydını da, okumuşu da, entelektüel olanı da, yazarı, çizeri de objektif bakmayı beceremiyor bir olaya ve hangi tarafı tutuyorsa, bir diğerinin doğruluğunu yanlışlığını analiz edemiyor ve sallıyor tweetleri.
Okumuşu buysa, okumamışından tanrı bu ülkeyi korusun.
Elbette, taraf olmalısınız her konuda ama bir de karşı tarafa bakmak ve karşılaştırma yaparak yorumlamak gerekmez mi?
Bu yalnızca sanatla ilgili değil, hayatın her alanında geçerli.
Birini dinlerken ,diğerini de dinlemeli insan.
Doğrular, böyle daha kolay bulunmaz mı?
Antalya Altın Portakal 'ı organize edenler bundan sonra ,ödül alan -veren kişileri ,konuşma ve sahnede kalma sürelerini yazılı bir metne dökerlerse, bir daha, bu yılki şeyler yaşanmaz.
Her açıdan yanlışlıklar dizisi bu.
Şu andaki gündemimiz ne olmalı?
İthalata dayalı bir ekonomi var. Çiftçinin ürünü ya satılmıyor ya da zararına gidiyor, iğneden ipliğe her gıda ürününü ithal ediyoruz ; üretim yok, işsizlik had safhada,
İklim krizi kapıda, su yok, yağmur yok, doğa ölüyor , ortada ağaç -orman bırakmadılar ,bütün dengeler değişti ve bizim düşünmemiz gereken şey, bunlardan nasıl kurtulacağımız olmalı.
Cepte para yok, tıpkı sizin cüzdanınızın boş olması gibi, hükümetin de kasası boş.
Taşıma suyla değirmen dönmeyeceği için, ülkende güven verici, istikrarlı bir hükümet de olmayınca ,gelecek sermaye de elbette ya gelmez ya da kaçar.
Memleketi betona boğdular. Plazalar yerine fabrikalar , ticari hacmi olan üretim alanları kursalardı , çiftçiyi destekleyip tarlalarını ürün garantili ektirselerdi , ithalat yerine ihracat yapabilecek düzeye getirselerdi ülkeyi, bugün bizler bu kötü ekonomik koşulları yaşar mıydık?
5' li çeteye ve muhtelif bir avuç azınlığa çalışıyoruz ülke olarak.
Kimse de hesabını sormuyor, soramıyor .
Bunca toplanan vergilerimiz, depremde, selde, 15 Temmuz' da toplanan paralar nerde diyemiyor.
Ellerini, vatandaşın cebine daldırmışlar ,ne bulacaklarını sanıyorlarsa artık?
Parlamenter sistemden dönülünce ne olduğunu anladık umarım?
Ekonomi başta olmak üzere mimariden, tıptan, iktisattan, spordan, sanattan ....
Anlamadığı bir şey yok ki!
Ağzını her açışı ,bize doların yükselmesi olarak geri dönüyor.
Bu gidiş, gidiş değil yalnız.
Ortalığı karıştırmaya kalkmak için yanlışın ayak sesleri geliyor bu arada.
Antep' e düşen 5 havan topu ,bize bir şeyler anlatmalı.
Umarım, daha fazlası olmaz ve seçime kadar böyle gider,
Umarım!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder