1 Ekim 2021 Cuma

 Yurt sorunu var mı?

Cumhurbaşkanı 'Yok' diyor, parklarda yatan öğrencileri gezici diye ilan edip suçluyor ama bu, üniversite kazanan öğrencilerin yurt bulamama gerçeğini değiştirmiyor.
Peki, yurt problemi yeni mi?
Yalnız, 19 yıldır AKP hükümeti değil, bugüne kadar iş başına gelen hiçbir hükümet bu sorunu çözmedi, yok saydı.
Yurt sorunu, benim öğrencilik yıllarımda da çoktu ve hala da sorun olarak devam ediyor.
Benim öğrencilik yıllarımda, yurtlar nasıldı, öğrenciler ne kadar perişan oluyordu bilmek isterseniz, işte o yıllarım...
18 yaşındayım, Marmara Üniversitesi - Güzel Sanatlar Fakültesini kazandım.
İstanbul...
Koca bir derya. Üniversite okuyacağım, barınacak yurt yok. Abim, Fındıkzade 'de, özel bir yurda yerleştirdi beni.
Peki, özel yurt nasıldı?
Bir apartman dairesi ve küçücük odalarda 10' ar kız öğrenci, benim kaldığım salonda 26 yatak ve katta 1 tek tuvalet ve banyo var.
Halimizin perişanlığını düşünün artık.
Yurt müdürü, bir yastık ve battaniye verdi ve bit ile böylece tanışmış oldum.
Yastık, bitliymiş meğer.
Okulu bıraktım, eve döndüm. 2 hafta, uzun saçlarımdan bitleri temizledi ailem.
Bir yılım böyle geçti. Nihayet devlet yurdu Çemberlitaş çıktı.
Öğrenciyiz ya, iteleyin her şeyi. 12 kişilik odalar, ağzınıza basan ranzalar ve genelde akmayan sular. Camiden su taşıyordum temizlik için.
Çemberlitaş Kız Yurdunda, bir akşam hiç unutmuyorum pirinç pilavı, çorba ve salata aldım. Tabldot 'da bir hareket var, bakmak istemiyorum ama gerçekler değişmiyor. Marul yapraklarının üstünde, renk uyumunu yakalamış, bir kurt tur atıyor.
Soluğu, müdürün odasında aldım. Bir daha da, yurtta yemek yemedim.
3. Sınıfa geçtim, sürpriz....
Marmara Üniversitesi öğrencilerine kapıyı gösterdiler.
Ortada kaldım, yurt yok, eve ailem izin vermiyor ki, haklılar da. İstanbul , çok riskli bir şehir kadınlar için.
Kredi ve Yurtlar Kurumu, o yıllarda tek başına yaşayan kadınların evinde oda ayarlıyordu kız öğrenciler için.
Yurt yok, ya eve döneceğiz ya da bunları seçeceğiz.
Mecbur, Kızıltoprak 'da, bir eve yerleştirdiler beni. O kadından çektiğimi bir ben bilirim. Kadın, mental açıdan arızalıymış meğer ve listeden silinmiş ismi ama beni gönderdiler o manyak kadına.
Bir akşam eve geldim, bütün eşyalarımı makasla kesmiş kadın. İyi ki, beni kesmedi. Soluğu, KYK' da aldım,kadını şikayet ettim. Canımı zor kurtardım o kadından.
Rezillik içinde, böcekli evlerde, banyo haftada bir diye yasak koyan, kapıları kilitleyen bir kadınla 3. sınıfı da bitirdim.
4. Sınıfta, nihayet Marmara Ünivertesi Beykoz ' da kendi yurdunu açtı da, son sınıfı orda okudum.
Tabii, yemek yoktu, kaloriferler yanmıyordu, üşüye üşüye okudum.
O yıl, çok da hasta oldum soğuklardan.
Şu anda çektiğim her şeyin temeli o yıllarda atılmıştır.
Elbette, üstünden yıllar geçti ve şimdi koşullar daha iyidir diye umuyorum.
Ama bunları da yaşadık bizler.
Anlatacak öyle şey var ki, o yıllara dair.
Kolay gelinmiyor bu duruma inanın.
Öğrencilerin, en temel hakkıdır barınmak ve devletin görevi öğrenciyi iyi koşullarda barındırmak ve okutmaktır.
Hem de, en sağlıklı biçimde.
Hükümetler, bizim zamanımızda da hatalıydı, şimdi de hatalı.
Ne demek, öğrenciye terörist muamelesi yapmak?
Öğrenci onlar, öğrenci!
Geleceğimizi, her alanda yönetecek, şekillendirecek öğrenci....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder