Bu aralar, çok iyimser havalarda geziyorum neden bilmem?

Oysa, hava buz gibi, üşüyorum. Üstelik, bu havada atölyemde çalışıyorum.
Vernik işleri devam ediyor ama bir yandan da biten işlerin montajlarını yapıyorum.
Neyse ki, çay- kahvenin sıcaklığı ve sohbeti var. 

Bugün pazartesi, haftanın başı. Bu kadar romantizm ve sanat yeter, ülke yangın yeri, zamlar geldikçe geliyor, ben de ilahi...
Trabzon' da, eline oyuncak kamyon tutuşturulan bir çocuk vardı değil mi?
Bir ülkenin Ana Muhalefet Partisinin Liderine 'Bay Kemal hain' diyen o çocuk.
10 yaşında bir çocuk, 'Bay Kemal' der miydi, hain sözcüğünün anlamını bilir miydi?
Hatta, aklıma deli sorular geliyor :
Sayın cumhurbaşkanı, bir cebinde lüzumlu hallerde lazım olur diye Trabzon Hasır bilezik, diğer cebinde oyuncak kamyon mu taşıyordu ki, çıkarıp çıkarıp veriyordu vatandaşlara?

İçinden çıkmak kolay da....
Tam da bunları düşünüyorum....
Tanrım!
Atölyem bir anda Nergis kokularıyla doldu.
Oldu mu şimdi?
Bu koku da insanı mest ediyor.
Gel de çalış bu saatten sonra.
Amaaan.
Dünyayı ben mi kurtaracağım?
İsterse, karşısına çıkan yerlerde genç kızlara Beşibiryerdeler, Burma Bilezikler, Diba'lar taksın.
Diba bileziği biliyorsunuz değil mi?
Çok yakışıyor kadınların bileklerine.
İnsan, kuyumcu kızı olunca gelsin Burmalar, Diba'lar. 

Kimin parasıyla alınıyor acaba ulufe gibi dağıtılan bu hediyeler?
Sen, Ben, O
Biz, Siz....
Onlar!
Hayır, onlar bu işin dışında.
Bugün de siyasete bulaşmadan geçti çok şükür. 

Atölyem mis, mis. 

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder