3 Şubat 2022 Perşembe

 Nazım olsaydı ve Abidin Dino 'ya,' Sen, görgü-süzlük nedir, resmini çizebilir misin Abidin ' diye sorsaydı, ortaya bu tablo çıkardı sanırım.

Burası, ünlü, 1150 odalı saray yavrusu demiyorum, Beştepe' deki saray.
Çanakkale' ye giderken, geç geç bitmeyen bu ışıklı yapıyı hala unutamıyorum.
Buranın, yalnızca aydınlatılmasının maliyeti ne olabilir?
Günlük harcaması 10 milyon, günlük elektrik tüketimi 100 bin, koruma ekibinin günlük gideri 870 bin TL.
Mango kurutarak, elma kabuklarından sirke yaparak tasarruf etmeleri de takdir'e şayan!
Sayın Erdoğan, 'Bay Kemal, sizin zamanınızda elektrik yoktu, gaz lambası vardı, mum yakıyordunuz' deyince, kendi evimiz aklıma geldi.
Ama önce, sayın Erdoğan bu hızla giderse, olay tekerleğin icadına, ateşin bulunmasına kadar gidecek.
Onlar da, 2002 yılında iktidara geldikten sonra bulunmuş olabilir.
Düşünüyorum, emekleme dönemini anımsamıyorum ama benim çocukluğumda, evimizde merdaneli çamaşır makinesi, buzdolabı,fırın vardı.
Siyah beyaz, hani günün sonunda necefli maşrapanın göründüğü televizyon da, ilk bizim evimizdeydi.
Ve bunlar elektrikle çalışıyordu.
Yoksa Annem, gaz ocağıyla yemek pişirmiyor, dere kenarında tokaçla çamaşır yıkamıyordu.
Bunlar, milattan önceki yaşam biçimi değil miydi?
Yani, demem o ki: Edison, elektriği bulduktan sonra, uygarlık denen şey, evlere girmişti zaten.
Hep diyorum, 65 yaş sınır olmalı ve her meslek grubundan kişi aktif meslek hayatını bırakmalı, hobiler edinmeli, torun sevmeli, anılarını yazmalı.
Yoksa, hani argoda bir tabir var.
Çoluk çocuğa maskara olmanın, topluma madara olmanın alemi var mı?
'Bu ışıklı sarayın, faturasını kim ödüyor' diye de bir soruyu sormuş olayım?
Sizler,evinizde karanlıkta ya da mum ışığında oturmaya devam edin ve bunları sakın okumayın, sormayın ve şükredin olur mu?
Tepemizde, boza pişirmeye devam etsinler, sizin sayenizde.
Bir açık hava ve anıt görseli olabilir

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder