29 Kasım 2022 Salı

 At Yarışları ve hayvanlara yapılan zulüm.

Son yıllarda, sokak hayvanlarına, barınaklarda ya da sokaklarda yapılan zulüm, insanı zıvanadan çıkarma noktasına geldi.
Hep diyorum, 'Toplum delirdi iyice'
Bir süredir, at yarışlarıyla ilgili yazıları okuyorum.
Zulmün, bu kadar ayrıntısı olduğunu okuyunca, ne bileyim ;üzülmek de yetmiyor zavallı hayvanların yaşadığı drama ve eziyete.
Peki, Mardin' de keseceği boğanın kafasına defalarca balyozla vurup öldüren o manyak, İstanbul 'da, sokak köpeğini boğmaya çalışan o insanımsı şey.
Konya' daki barınak faciası.
Daha ne olsun derken, yarış atlarıyla ilgili dikkat çekmesi gereken yazıları da okuyunca...
Atlar, hiyerarşik yaşamaya alışkın, ehlilleştirilen, uysal hayvanlar.
İnsanların, sömürü aracı yaptığı, spor diye adlandırılan yarışlarda bakın ne oluyormuş: Atlar, yarış sırasında, kırbaçlarla aşırı efor harcayınca akciğer kanaması geçiriyormuş. Yarışta, bacağı ya da omuzu kırılan atlar, tedavileri yapılabilecekken, yeniden yarışamayacak diye, maliyetli olduğundan iğneyle uyutuluyor deniyor ama aslında öldürülüyor.
Hayvan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin 10. maddesine göre' Hayvanlardan, insanların eğlencesi olsun diye yararlanılamaz' ifadesi var.
Atlara yapılan kırbaç işkencesinin izleri dururken,
'Biz, atlara iyi bakıyoruz' bahanesinin arkasına sığınılarak, hayvanları para kazanmak uğruna kullanamazsınız.
Hep, kedi-köpek işkencelerini konuşuyoruz ama bu ülkede horoz dövüşü, köpek dövüşü, deve güreşi başlığında hayvanlara zulüm üstüne zulüm yapılıyor.
Gerekli cezalar da verilmeyince, herkes bildiğini okuyor.
Hayvanlar sahipsiz bu ülkede.
Gerçi, insanın değeri var mı ki, hayvanın adı olsun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder