17 Nisan 2018 Salı

#Affetmek üzerine....
Geçende bir dizi izliyorum;adı İstanbullu Gelin.
Dizide,Süreyya ve Dilara isimli iki kadının,ta çocukluk yıllarında,İstanbul'da,bir banliyödeki bankta başlayan dostluğun günümüze kadar ulaşmasını da anlatıyor.
Gün geliyor ve Dilara,içinde o yıllardan bu yana nasıl bir kin ve öfke biriktirmişse kusuveriyor ama aslında Dilara Süreyya'yı hiç sevmemiş,sever gibi yapmış yalnızca.
Buraya kadar öykü tamam ama Süreyya,Dilara'yı bunca kine karşın affedince;dedim ki,affetmek bu kadar kolay mı?
Ben,Süreyya olsaydım,asla affetmezdim örneğin Dilara'yı.
Neden mi?
Hayatta yaşanan her şeyin bıraktığı bir hatır yok mudur insanda?
Bunları düşünürken aklıma çevremde kurduğum dostluklarda ve karşılaştığım durumlarda asla affetmeyeceğim bir dolu şey geldi.
Neden böyle oluyor peki?
İlişkiler ne oluyor da bu denli bozuluyor?
İnsan,içinde neden bu kadar kin ve öfke barındırıyor?
Hepimizin hata yapma hakkı var elbette ama yapılan hatadan da gerekli dersi çıkarmalı insan.
Hep suçu başkasında aramak yerine biraz da aynaya bakmalı,öz eleştiri yapmalı.
Belki de hatanın büyüğü sizde, değil mi?
Bu yaşımda öğrendiğim şey,eğer birini affederseniz iki şey yaşarsınız.
-Ya,o kişinin ikinci kez size yanlış yapmasının yolunu açarsınız;
-Ya da,affetttiğiniz için kendinizi asla affetmezsiniz.
İnsan gençken,hayatta hiç kimse ve hiçbir şeyden vazgeçilmez sanıyor ama yaş ilerleyip,hayatın içinden geçince,aslında herkesten vazgeçilebileceğini öğreniyor.
Eğer,bir insana değer veriyorsanız,onu sarıp sarmalıyorsanız,karşınızdaki kişinin de aynı duygularla sizi değerlemesi gerekir ve bu durumda o kişi size asla hata yapmaz,yapmamalı ama ya yapıyorsa?
İşte burda durmak gerekir.
Bir insanı sevmek çok güzeldir.Çocuğunuz,sevgiliniz,eşiniz,aileniz,dostlarınız,arkadaşlarınız.....
Onları sevdiğiniz kadar onlar da sizi sevecek ki,hayat güzel olsun.
Sevmiyorlarsa da,ki;sevmeyebilirler o zaman da,adı ne olursa olsun hayatınızdan çıkmaları gerekir.
Kimse,kimseyi zorla sevmez.
Hayat,zor,hayat yeterince acımasız.
İnsanın içindeki duyguları parçaladığınızda artık geriye dönüş yoktur.
Tıpkı,kırılan bir bardağın artık eskisi gibi olmayacağı gibi.
Kırıp,dökmeden önce insan iyice düşünmeli.
Duyguları örselediğinizde,sevgiyi erittiğinizde oturup,düşüneceksiniz;
Ben nerde yanlış yaptım!
Psikologlar hep der ki;'Affetmek iki uçlu bir ok ve her iki uç ta iki insana gider.
Affetmek,insanı rahatlatır,huzur verir,karşınızdakini affedin.'
Ben,böyle düşünmüyorum,Psikologlar beni affetsin.
Biri beni kırıp,dökmüşse yapacağım şey onu hayatımdan tümüyle çıkarmak.
Beni üzenin hayatımda ne işi var değil mi?
Affetmeyi,büyüklük falan da saymıyorum.
Duygularınızı hiç kimsenin incitmeye hakkı yoktur.
Affetmek,tıpkı dizide olduğu gibi kolay değildir.
İçinizde hep o burukluğu bırakmaz mı?
Beyninizin bir köşesine yapılanları saklamaz mısınız?
Sevdiğiniz kişi,sizi,sizin onu sevdiğiniz gibi sevmiyorsa bırakın gitsin.
Zaten sizi olması gerektiği kadar sevmemiştir.
Çocuğunuz,sevgiliniz,eşiniz,aileniz,dostlarınız,arkadaşlarınız,ne fark eder?
Duygulardır,insanı insan yapan.
Örselemeyeceksiniz!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder