Şimdi,diyeceksiniz ki,nerden çıktı,yarın bayram,konu mu bitti?
İnsanlar,birbirini sevmek zorunda değil ama saygı duymak zorunda.
İletişim dediğimiz şey de,bu saygı çerçevesinde gelişir.
Bazen,gözümüze takılanlar oluyor,bazılarını seviyoruz ama bazılarından acayip gıcık oluyoruz değil mi?
İşte,ben de bu aralar birine acayip gıcık olmuş durumdayım ve yazdıkça yazıp,kızgınlığımı atmaya çalışıyorum.

Dedim ki:Bu anız yangınlarına nasıl bir çözüm arayışındasınız?
-Bir sen kalmıştın bunu sormadık?
dediğinde,sinirlerim zıpladı ama saygı şart diye sustum.
Peki,8 de 8 kusurlu hareket neydi bu konuşmada?
Sayın yetkili!
Karşınızda 5 yaşında çocuk mu var da,bana SEN diye hitap ediyorsunuz?
Sizinle aynı karından mı çıktık,süt kardeşi falan mıyız,ilkokuldan bu yana bir derin arkadaşlığımız mı var,mahalleden çocukluk arkadaşı mıyız,yoksa,kırk yıllık hatır biriktirecek bir paylaşım mı yaptık da,bana SEN diye hitap etme hadsizliğini yapabileceğinizi sanıyorsunuz?
Kime soracaktım anız yangınında nasıl bir çözüm aranacağını?
Mahalle bakkalı Memed Amcaya mı,fırıncı Ahmet Abiye mi,kime soracaktım?
Siz,zaten görevinizi layıkıyla yapsaydınız,bu konu aylar öncesinden konuşulurken,gerekli birimler,kurumlar,çiftçiler....
Kim varsa toplar,çözüm yolları arardınız
Bir de kalkmış bana SEN diyor!
Hani bazen,bir şeyi yapmayı çok istersiniz ama yapamadan usulca odayı terk edersiniz ya saygıdan
İşte,saygı gösterdiğim kadar saygı duymak isterim.
Kardeşim!
Ben,az çok mürekkep yaşamış,bu topluma çok donanımlı bir evlat yetiştirmiş,aklı başında,neyi ,nerde konuşacağını bilen bir insanım.
Bana,ne cür'etle çizgiyi aşan üslupla konuşa biliyorsunuz?
Çok sinirlendim,çok.
Beni,zıvanadan çıkaran şeydir saygısızlık.
Bayram öncesi de bu olmaz ki!
Liyakat şart kardeşim ama bu iktidarla ne mümkün!

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder