27 Ağustos 2018 Pazartesi

#Serin rüzgarın esintisinde,yüzümü sıcacık güneşe döndüm,ısınmaya çalışıyorum,bahçemizdeki sedirin üstünde.Sanırım hasta oluyorum,bu üşüme pek de hayra alamet değil çünkü.
Gözlerimi kapattım,İstanbul'u değil elbette,Zorkun'u dinliyorum.
Sincapların sesleri gelmeye başladı,az sonra kafama yedikleri kozalakların artıklarını atmaya başlayacaklar biliyorum.
Deli bu sincaplar yeminle.Hedef tahtasına neden beni koyuyorlarsa artık. 😉
Gözlerim kapalı,sıcağı dinliyorum ama arada tekini açıp,duvara koyduğum ekmekleri yiyen kuşları da izlemekten geri kalmıyorum.
Duvarın üstünde tam da şu yaşanıyor:Kuşlar küçük ekmekleri,boynunun altı mavi renkli kertenkeleler az. büyük ekmekleri,sincaplar da en büyük ekmekleri yiyor sırasıyla ve bu hiç değişmiyor.
Hayvanların uyumuna hayranlıkla bakarken,biz insanoğlunu da ibretle anıyorum.
Şarkılar güzel,sıcak güneş ve kuş sesleri derken,arka komşu baltasını kuşanmış ağaç budamaya soyunmuş,ta uzaktan yine mi matkap sesi yahu!
Şu yaylada olsun ,beni üç gün rahat bırakın uleeeen! 😉
Hay sizin gibi yaylacıların diye söylenirken,kardeşim mutfaktan elinde bir tabak sıcak sütlaçla çıkmasın mı?
Çoook severim bilir,sütlacı dumanı tüterken yediğimi.
Öyle de güzel yapar ki.....
Tanrım!
Cennete mi düştüm ben yoksa!😃
Her şeye rağmen huzur islamda.
Şaka şaka,huzur ZORKUN'da 😃

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder