27 Ağustos 2018 Pazartesi

#Zorkun'da,sabaha aydınlık,güneşli,ağrısız bir güne uyanmak paha biçilmez.
Peki,nerden geliyor bu rahatlık derseniz;bir torba ilacı kaldırıp,attım.
Ben yaptım ama siz denemeyin sakın,çünkü ağrı canıma tak edince uyguladığım bir tavsiyedir bu.
Gün ortasında,1 tatlı kaşığı kurutulmuş kantaron çiçeğini,birkaç saniye kaynatarak ! sakın çok kaynatmayın,sıcak suda demlendirin,içtim;akşam ve sabah da,aç karnına,1 tatlı kaşığı kantaron yağı içtim,ağrılarım çok azaldı ama yine yazıyorum,siz denemeyin,benimkisi çaresizliktendi.
Valla canıma tak demişti bu ağrı.
İlacı da,ağrıyı da.....
Yetti canıma artık.Uyduruk hastalıkımsı şeylerle hayatımı ağrıtıyorum.
Vazgeçtim hepsinden. 
Neyse.....
İkinci sessizlik nedeni de şu:Dün,gece boyunca,silahlarında sıkılmadık şarjör,boşaltılmamış fişek bırakmayan, o adam kılıklı ...... bu saatte zıbarıp,yatmaları yüzünden yayla sabahı bu kadar sessiz.
Mümkünse de,ben gidene kadar hiç uyanmasınlar,Allahın...... !
Boşluklara,istediğiniz sıfatları yükleyebilirsiniz.Ben,ayıp olmasın diye yazmıyorum aklımdan geçenleri. 😉
Sincaplar bahçede ekmek yiyor,kuşlar,kızılcık ağaçlarının altındaki böcekleri temizliyor,kuş sesleri ovalara değil,yaylaya dağılıyor,evin önünden geçen derenin huzur veren suyunun sesi.....
İnsan,daha da ne ister ki,derken....
Saat,sabahın erkeni.Yoldan,1 erkek ve 2 de kadın geçiyor.Kadınlar,öyle şen kahkaha atıyorlar ki,sese döndüm,ne güzel,hala gülen insanları görmek.
Ama merak da etmedim değil,insanı,sabahın bu saatinde,bunca güldüren şeyi.
Kıskandım mı ne? 😉

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder