1 Kasım 2019 Cuma

#Bir özlem yazısı...
Babamı saygıyla anıyorum. ❤️
Eskiden babalar,röpteşambır diye bir kıyafet giyerdi.Annelerin sabahlığının baba versiyonu yani.
Şimdilerde,giyen var mı bilmiyorum ama çok özel bir kıyafettir.
Hayatın telaşından kim giymeye vakit bulacak bunları ayrı konu.
Nerden geldi aklıma röpteşambır ?
Babam ve abilerim vurulalı tam 41 koca yıl oldu.
Koskoca 41 yıl !
Anacığım,nurlarda uyusun babamın kıyafetlerini hep korudu.
Babam da,çok özel bir erkekti.Kıyafetleri hep kolalı ve ütülü olurdu.
Uyumsuz giyindiğini hiç anımsamıyorum.Kravatsız gezmezdi.
İş ciddiyeti vardı babamda.
Kuyumcu değil de,sanki bir devlet dairesinde çalışan memurdu ,o kadar özenliydi.
Saçları,her daim taralı,yüzü tıraşlı ve illa ki kokusu....
Babamın eşyalarını çıkardım bugün.Önce,bordo renkli röpteşambırı geldi önüme.Sonra gömlekleri,kravatları ve kaşkolları.
Elime aldım,kokladım babam gibi kokuyor mu diye ama babamın kokusunu öyle unutmuşum ki,gelen koku yılların izini taşıyan eşya kokusu muydu,baba kokusu muydu bilmiyorum?
Çocuktum,babamı röpteşambırının içinde,avluda gezerken gördüğümde.
Evden,dükkanımıza çıkışındaki o özenli hali.Tertemiz,pırıl pırıl ayakkabıları ve kokusu.
Ne kadar güzel parfüm kokardı babam.
Karşılaştığım her insanda,parfüm kokusunu aramam babamdan kalma olmalı.
Ayakkabılarını ise son gördüğümde....
Eve bir çift siyah ayakkabı getirdiler,içi kan doluydu.
İşte,hafızamdaki son ayakkabı karesi de buydu babama ait.
Bilmem ki,babam yaşasaydı şimdi nasıl bir baba-kız ilişkimiz olurdu?
Birçok yanım çok benziyor.Çok uyumlu ve iyi bir baba-kız olurduk sanırım.
Bugün,babamda kaldım.
O eşyalar yok mu,o eşyalar.....
Hani,bazen burnunuzun direği sızlar ya özlemle....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder