8 Kasım 2019 Cuma

#Bazen,bir yazı okuyorum,beni geçmişe götürüyor.
Bugün de,böyle bir yazı okudum.Bilmiyorum kurgusal bir şey miydi,yoksa yaşanılmış bir öykü mü?
Otizmli çocuklara yapılan rezillik de,tetikledi beni;tepkide geç kalmışlığım.....
Öğretmen,sınıfa giriyor,çocuklara ayakkabı dağıtacak,ayak numaralarını soruyor.Bir çocuk 43 diyor.
Öğretmen şaşırıyor çünkü;çocuk ayağı 43 olmaz.
Çocuk,babasının kendisine ayakkabı aldığını ama babasının ayakkabısı olmadığını,bu nedenle,ayakkabıyı babasına istediğini söylüyor.
Yazı buydu ve beni aldı yıllar öncesine götürdü.
Kızımın okulundayım.Bir sınıfta,tesadüfen gördüğüm ve hala beni üzen o olaya tanık oldum.
7-8 yaşlarında bir erkek çocuğu ,sandalyeye çıkarılmıştı.
Ayakkabılarının önü yırtılmıştı,parmakları görünüyordu.
Öğretmen, çocuğu,tıpkı bir maymun gibi teşhir ediyordu ve şunları söylüyordu:
Senin ayakkabıların neden böyle?
Oysa,bir çocuk,böyle önü yırtık ayakkabı giyiyorsa,yoksulluğundandır ama herkes öğretmen olamazdı elbette.
Çocuk,utana sıkıla,ayakkabının ayağını sıktığını,babasının ayakkabı alamadığını söyledi.
Öğretmen de dahil,sınıftaki bütün öğrenciler çocuğun haline güldü.
O anda,neden olaya müdahale etmedim bilmiyorum ama sonrasında kendime çok kızdım.
Oysa,söyleyeceğim ne çok şey vardı o anda.
Aradan zaman geçti,o olayı unuttum ama bir gün,aklıma düştü o çocuğun gözlerindeki kırılganlık.
Sanırım,iki yıl sonraydı ve kızım hala o okulda öğrenciydi.
Başka bir öğretmeni aradım ve ismini bilmediğim o çocuğu aradığımı söyledim.
Amacım,o çocuğa bir çift ayakkabı almaktı.
Öyle içime batmıştı ki,o yaşadığım ve karşı çıkmadığım olay.
Bir çeşit özürdü belki de çabam.
Çocuğu bulamadım ama hep içimde kaldı gözlerindeki mahcubiyet ve utancı.
Oysa,utanması gereken bizlerdik.O öğretmendi,bendim,çocuklarımızı güldüren eğitim ve yoksulluğa neden sistemdi.
O çocuk,şimdi yirmi beşli yaşlarında,genç bir delikanlı olmuştur.
Üniversiteye gitti mi,hayatını yönlendirebildi mi,yoksa,yoksulluğun içinde heba mı oldu bilmiyorum ama çocuklarla ilgili karşılaştığım her olayda,bu konu aklıma gelir ve hem kendimden utanırım hem de geç kalmışlığıma üzülürüm.
Ah be çocuk!
Nasıl da içime dert ettin o günleri!
Geçmişe dönebilseydim keşke.O çocuğu mutlu etmeyi çok isterdim.
Hepimizin,bir yerinde böyle öyküleri yok mu?
Bendeki öyküsü de bu,bu akşam.
Otizmli diye,sanki hastalıklı gibi çocukları görmek,itelemek,yok saymak!
Çocukların gözündeki ışığı söndürmek aslında yapılan.
Ne kadar acımasız,cahil bir toplum olduk böyle!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder