29 Temmuz 2024 Pazartesi

 Saat sabahın 5' i.

'Yağmurun sesine bak ' diye bir şarkı vardı aşk davet eden.
Mevsimlerin anormalliğinden, havanın sıcağından nereye kaçacağını bilmeyip koşturan insan kalabalığında bir şehir Adana.
Aşırı sıcaktan buz dolu su bardaklarına sığındığımız bu mevsimde , yağmur bir mucize gibi geliyor şehre.
Havada, yoğun bir toz kokusu var, cama vuran damlalardan bile aşıp geliyor.
Gecenin bu saatinde yağmuru izliyorum, karşıdaki durakta bir adam öyle sakin oturuyor ki....
Servisi mi bekliyor dedim, dolmuşlar henüz çalışmaya başlamadı çünkü; sigarasını çıkarmış, ayak ayak üstüne atmış ,birini söndürüp diğerini yakıyor.
Sigaraya zam geldikçe insanlar daha mı çok içiyor nedir ama sizler içmeyin elbette.
Sigara,sağlığa zararlı biliyorsunuz.
Caddeden tek tük arabalar geçiyor , servisler hala yok ama adam ısrarla durakta oturuyor ve sigara içmeye devam ediyor.
Geceden mi kalma acaba?
Adamın derdi beni mi gerdi nedir?😎
Sokak lambalarının ışığından yansıyan yağmurun damlalarını izliyorum da,
Dün bir sayfada gördüm ,bir meteoroloji uzmanı diyordu ki ;' Biz artık Adana için hava tahmini yapmıyoruz. Kafasına göre takılıyor çünkü '.
Bu çok doğru.
Dün, ana caddede yürüyorum, hava güneşli .
Şiddetli bir rüzgâr çıktı, ardından iri damlalar düştü .
Sandım ki sağanak başlayacak; az beriye geldim, güneş .☀️
Böyle ortaya karışık hava mı olur?
Bu sıcakları veren ,neden bonus olarak denizi vermemiş ki?
En yakın deniz, Karataş ,Yumurtalık.
Bir de, Venedik misali ,kentin içinden geçen kanalları var ama boğulan boğulana ...
Yağmur durdu, adam gitmiş .
Geceden kalmaydı belli ki.
Yağmurun romantizmine takılacak biri gibi de durmuyordu ya!
Neyse....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder