Siz hiç dalından vişne topladınız mı?

Ne büyük keyiftir kim bilir?

Ben de bilmiyorum elbette.

Zorkun Yaylası denince ,akla ilk gelen ünlü çileği ve vişnesi olurdu eskiden çok eskiden ama artık ikisi de hayal.

Küresel ısınma mı, dağa taşa yapılan evler mi, tarım alanlarının daralması mı, yoksa maliyetler mi bilmem ama eskiden olan çok şey yok artık yaylada.

Bakkaldaki vişneleri soruyorsunuz ,Osmaniye' den geliyor diyorlar .

Bu yaylanın vişneleri nerde?

Tıpkı, yayla fasulyesi ve salatalığının olmadığı gibi.

Eskiden, birkaç yıl öncesine kadar yaşlı amcalar at üstünde ya da külüstür traktörlerin arkasında mahallelerde ürünlerini satarlardı ama şimdi hiçbiri yok.

Gerçekten de, ülkemizde hayatın gidişatına dair çok şey değişti.

Hiçbir şey eskisi gibi değil artık.

Çağa ayak uydurmak bu değil ki .

Bahçemizdeki ağaçlara çok canım sıkıldı elbette.

Her yıl daha kötüye gidiyor.

Bugün, 12 ağaçtan topladığım vişne bu kadar,iki avuç dolusu.

Ağaca duyduğum saygıdan topladım vişneleri.

Bizim için üretmiş .

Üst dallardaki vişneleri kuşlara, sincaplarla bıraktım.

Hayat müşterek.

Topladığım vişnelerden kaç kavanoz reçel çıkar acaba?

Fazlasını ihraç kalemi diye mi düşünsem?

Acil önlem gerek çiftçi için.

Yoksa, sağlıklı beslenme gitti gider.

Tüm ifadele