14 Ağustos 2025 Perşembe

 Bu gece, her 12 Ağustos'ta olduğu gibi göktaşı yağmuru var.

Ülkemizden de, net izlenecek.
'Kaçırmayın ' derim.
Sürekli gökyüzüne bakarken , birden sirenleri duydum ve 'Eyvah' dedim, 'Yine bir yeri yakıyorlar.'
Ülkemizde, yanmadık orman bırakmamaya yemin ettiler belli ki.
Öbür türlü, yaz başında ilk yangınlar çıktığında, yoksa bile uçak ve helikopterleri hazırda tutmak gerekiyordu, her olasılığa karşı değil mi?
Ama nerde....
Orda ağaçlar yanmış, hayvanlar yanmış, ormanlar küle dönmüş, insanların evleri, zeytinlikleri, gelecekleri yanmış, çok da 'Tın' yani birileri için.
Onlar şimdi, komisyon ayağına feodal yapıdan çıkmayan bir sistemden yaratılan ve olmayan bir kürt sorunundan çıkarılan suni gündemle ülkeyi oyalamakla meşguller.
Ülkenin her yeri yanıyor da....
Güzel ülkemiz, depremler, seller ve yangınlarla sınanmaya doymadı.
Üstüne de AKP hükümeti....
Nasıl bir cezadır bu?
İtfaiyenin acı sirenlerini duyunca fırladım ki, elde kalan iki ağaçlıklı alanda, aynı anda yangın çıkmış meğer.
Muallimbağı'ndaki ağaçları Ablam, Abim ve arkadaşları dikmişti,
Sülemiş Çamlığındakileri de biz.
Öğrencilerin eseridir her iki ağaçlık da.
Zaten, yıllardır hastalıklı, yok olan ağaçlara çok sinirleniyor, çözüm yollarını her kurumda arıyordum, üstüne de bu yangınlar...
Yaptıklarını yaşamadan ölmesin her kim bu yangınları çıkarıp, önlemleri de almadıysa.
Ağaçların , hayvanların, insanların ahı tutsun hepinizi.
Ölmüyorlar ki, kurtulalım tümünden!
Nerde bu Adalet?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder