21 Ağustos 2025 Perşembe

 Çocukluğumun seslerinden biriydi Banu Kırbağ.

Minicik bir kadındı.
Birkaç yıl önce, bir müzikal ile gelmişti Adana'ya.
Eski halinden eser yoktu elbette, hepimizi bekleyen son gibi.
Her şeyin unutulacağını anlatıyordu şu şarkısında:
'Unutulmaz deme bana
Unutulur unutulur.
.....
Bir rüyadır gelir geçer
Her aşk bir gün mazi olur
Unutulmaz denen günler
Unutulur unutulur.
Kısmen haklıydı şarkısında.
Yaşanan hiçbir şeyi unutmuyoruz aslında, alışıyoruz yalnızca.
Külleniyor acılarımız, hüzünlerimiz ama geçmiyor ölünceye kadar.
Bunları düşünürken aldığım haberler, hastalar, kayıplar, onlarla yaşanan anılar düştü aklıma ve Zakkum grubunun şarkısı düştü dilime.
Anason kokarken sofralar
Yaşlandırıyor seni aynalar
Her geçen yıl birer birer
Masadan eksiliyor dostlar.
Masadan, hayatımızdan yavaş yavaş eksiliyor dostlarımız.
Çocukluk anılarımda yer etmiş komşularımız, büyüdüğüm her evrede tanıdığım insanlar, arkadaşlarım, dostlarım birer birer eksiliyor hayatımdan.
Oysa bugün, beni çocukluğuma götüren ama olayı hiç anımsamadığım bir anımı dinledim, hiç tanımadığım bir kadından.
İnsanın geçmişine tanıklık eden insanlarla rastlaşması ne hoş bir duygu.
İkimiz de çocukmuşuz.
Benim anımsamadığım ama onun unutmadığı bir anı.
Herkes bir şekilde geçiyor hayattan.
Kimi iyi kimi kötü izler bırakarak.
İnsan yaş aldıkça, masadan kalkan dostların sayısı çoğaldıkça ,
daha mı hüzne dalıyor nedir?
Çingeneler Zamanı...
Ne güzel bir müzikaldi, neşeli, coşkulu.
Bu dünyadan, bir Banu Kırbağ geçti.
İyi ki de geçti.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder