Ülkemiz ne ara bu kadar kötü, düşüncesiz, vicdansız insanlardan oluştu acaba?
1946'da, tarihin ve zamanlamanın tümüyle yanlış olduğu çok partili hayata geçişin faturası bunlar.
Bir toplumu yok etmek istiyorsanız önce eğitimini ele geçirmekle işe başlarsınız.
Niteliksiz çoğunluğa dönüşen nüfus artışıyla başarılı bir ülke olma şansınız yoktur, tıpkı ülkemizde olduğu gibi.
Eğitim, önce ailede başlar, sonra da öğretimle birleşerek okulda devam eder.
İnsan gibi insan olmak için aile eğitimi önceliktir.
Bir çocuk evinize doğduğunda şekilsiz bir oyun hamuru gibidir.
Onu istediğiniz şekle sokmak sizin becerinizi bağlıdır.
Sokağa, arkadaş çevresine bahane üreterek sıyrılamazsınız.
Şu gördüğünüz görseller Malatya'ya ait.
Bir arabaya doluşmuş ergenlikten çıkma gençler, canları sıkılıyor diye, yol kenarında evine ekmek götürmek için bu sıcaklarda karpuz satmaya çalışan adamın tezgahının üstünden gülerek geçip, onca zararı verip çekip gidiyor.
Şimdi bu gençleri ne yapmalı?
Belli ki, bu arabayı satın alacak yaşta değiller.
Bu gençleri, böyle bir zalimliğe iten şey nedir?
Kötü yetişme!
Bunlara, iyi bir ceza vermek gerekiyor ama yetiştiren ailelerine de ayrı ceza vermek gerek.
Nasıl bir ceza olmalı?
O tezgahın başına geçirip, verdikleri zararı çıkarana kadar sıcağın altında satış yapacaklar.
Bakın bakalım, bir daha yapıyorlar mı aynı şeyi!
Ülkemiz ne ara bu kadar kötü, düşüncesiz, vicdansız insanlardan oluştu acaba?
1946'da, tarihin ve zamanlamanın tümüyle yanlış olduğu çok partili hayata geçişin faturası bunlar.
Bir toplumu yok etmek istiyorsanız önce eğitimini ele geçirmekle işe başlarsınız.
Niteliksiz çoğunluğa dönüşen nüfus artışıyla başarılı bir ülke olma şansınız yoktur, tıpkı ülkemizde olduğu gibi.
Eğitim, önce ailede başlar, sonra da öğretimle birleşerek okulda devam eder.
İnsan gibi insan olmak için aile eğitimi önceliktir.
Bir çocuk evinize doğduğunda şekilsiz bir oyun hamuru gibidir.
Onu istediğiniz şekle sokmak sizin becerinizi bağlıdır.
Sokağa, arkadaş çevresine bahane üreterek sıyrılamazsınız.
Şu gördüğünüz görseller Malatya'ya ait.
Bir arabaya doluşmuş ergenlikten çıkma gençler, canları sıkılıyor diye, yol kenarında evine ekmek götürmek için bu sıcaklarda karpuz satmaya çalışan adamın tezgahının üstünden gülerek geçip, onca zararı verip çekip gidiyor.
Şimdi bu gençleri ne yapmalı?
Belli ki, bu arabayı satın alacak yaşta değiller.
Bu gençleri, böyle bir zalimliğe iten şey nedir?
Kötü yetişme!
Bunlara, iyi bir ceza vermek gerekiyor ama yetiştiren ailelerine de ayrı ceza vermek gerek.
Nasıl bir ceza olmalı?
O tezgahın başına geçirip, verdikleri zararı çıkarana kadar sıcağın altında satış yapacaklar.
Bakın bakalım, bir daha yapıyorlar mı aynı şeyi!
Ülkemiz ne ara bu kadar kötü, düşüncesiz, vicdansız insanlardan oluştu acaba?
1946'da, tarihin ve zamanlamanın tümüyle yanlış olduğu çok partili hayata geçişin faturası bunlar.
Bir toplumu yok etmek istiyorsanız önce eğitimini ele geçirmekle işe başlarsınız.
Niteliksiz çoğunluğa dönüşen nüfus artışıyla başarılı bir ülke olma şansınız yoktur, tıpkı ülkemizde olduğu gibi.
Eğitim, önce ailede başlar, sonra da öğretimle birleşerek okulda devam eder.
İnsan gibi insan olmak için aile eğitimi önceliktir.
Bir çocuk evinize doğduğunda şekilsiz bir oyun hamuru gibidir.
Onu istediğiniz şekle sokmak sizin becerinizi bağlıdır.
Sokağa, arkadaş çevresine bahane üreterek sıyrılamazsınız.
Şu gördüğünüz görseller Malatya'ya ait.
Bir arabaya doluşmuş ergenlikten çıkma gençler, canları sıkılıyor diye, yol kenarında evine ekmek götürmek için bu sıcaklarda karpuz satmaya çalışan adamın tezgahının üstünden gülerek geçip, onca zararı verip çekip gidiyor.
Şimdi bu gençleri ne yapmalı?
Belli ki, bu arabayı satın alacak yaşta değiller.
Bu gençleri, böyle bir zalimliğe iten şey nedir?
Kötü yetişme!
Bunlara, iyi bir ceza vermek gerekiyor ama yetiştiren ailelerine de ayrı ceza vermek gerek.
Nasıl bir ceza olmalı?
O tezgahın başına geçirip, verdikleri zararı çıkarana kadar sıcağın altında satış yapacaklar.
Bakın bakalım, bir daha yapıyorlar mı aynı şeyi!
Ülkemiz ne ara bu kadar kötü, düşüncesiz, vicdansız insanlardan oluştu acaba?
1946'da, tarihin ve zamanlamanın tümüyle yanlış olduğu çok partili hayata geçişin faturası bunlar.
Bir toplumu yok etmek istiyorsanız önce eğitimini ele geçirmekle işe başlarsınız.
Niteliksiz çoğunluğa dönüşen nüfus artışıyla başarılı bir ülke olma şansınız yoktur, tıpkı ülkemizde olduğu gibi.
Eğitim, önce ailede başlar, sonra da öğretimle birleşerek okulda devam eder.
İnsan gibi insan olmak için aile eğitimi önceliktir.
Bir çocuk evinize doğduğunda şekilsiz bir oyun hamuru gibidir.
Onu istediğiniz şekle sokmak sizin becerinizi bağlıdır.
Sokağa, arkadaş çevresine bahane üreterek sıyrılamazsınız.
Şu gördüğünüz görseller Malatya'ya ait.
Bir arabaya doluşmuş ergenlikten çıkma gençler, canları sıkılıyor diye, yol kenarında evine ekmek götürmek için bu sıcaklarda karpuz satmaya çalışan adamın tezgahının üstünden gülerek geçip, onca zararı verip çekip gidiyor.
Şimdi bu gençleri ne yapmalı?
Belli ki, bu arabayı satın alacak yaşta değiller.
Bu gençleri, böyle bir zalimliğe iten şey nedir?
Kötü yetişme!
Bunlara, iyi bir ceza vermek gerekiyor ama yetiştiren ailelerine de ayrı ceza vermek gerek.
Nasıl bir ceza olmalı?
O tezgahın başına geçirip, verdikleri zararı çıkarana kadar sıcağın altında satış yapacaklar.
Bakın bakalım, bir daha yapıyorlar mı aynı şeyi!
Ülkemiz ne ara bu kadar kötü, düşüncesiz, vicdansız insanlardan oluştu acaba?
1946'da, tarihin ve zamanlamanın tümüyle yanlış olduğu çok partili hayata geçişin faturası bunlar.
Bir toplumu yok etmek istiyorsanız önce eğitimini ele geçirmekle işe başlarsınız.
Niteliksiz çoğunluğa dönüşen nüfus artışıyla başarılı bir ülke olma şansınız yoktur, tıpkı ülkemizde olduğu gibi.
Eğitim, önce ailede başlar, sonra da öğretimle birleşerek okulda devam eder.
İnsan gibi insan olmak için aile eğitimi önceliktir.
Bir çocuk evinize doğduğunda şekilsiz bir oyun hamuru gibidir.
Onu istediğiniz şekle sokmak sizin becerinizi bağlıdır.
Sokağa, arkadaş çevresine bahane üreterek sıyrılamazsınız.
Şu gördüğünüz görseller Malatya'ya ait.
Bir arabaya doluşmuş ergenlikten çıkma gençler, canları sıkılıyor diye, yol kenarında evine ekmek götürmek için bu sıcaklarda karpuz satmaya çalışan adamın tezgahının üstünden gülerek geçip, onca zararı verip çekip gidiyor.
Şimdi bu gençleri ne yapmalı?
Belli ki, bu arabayı satın alacak yaşta değiller.
Bu gençleri, böyle bir zalimliğe iten şey nedir?
Kötü yetişme!
Bunlara, iyi bir ceza vermek gerekiyor ama yetiştiren ailelerine de ayrı ceza vermek gerek.
Nasıl bir ceza olmalı?
O tezgahın başına geçirip, verdikleri zararı çıkarana kadar sıcağın altında satış yapacaklar.
Bakın bakalım, bir daha yapıyorlar mı aynı şeyi!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder