7 Eylül 2014 Pazar

#"Ağır ağır ölür: Yolculuğa çıkmayanlar, okumayanlar, müzik dinlemeyenler, gönlünde incelik barındırmayanlar…"
Pablo Neruda

Bana hep sorarlar ''Neden İstanbul'a dönmüyorsun''diye.
İstanbul,hüzünlü bir yolculuk.İnsanların birbirine yabancılaştığı,karmaşanın hüküm sürdüğü,zevkin,ızdıraba dönüştüğü bir kent.
Bir sabah günaydınını esirgeyen insanlar,gülümsemeyen asık yüzler,kapı çalmaya korkan komşuluklar ve telaşlı bir yaşam.
Eğer,yaşadığınız yer size mutluluk vermiyorsa,ordan uzaklaşmalısınız.
Belki,bir çoğumuz bunu yapamıyor ama sorsanız içlerinde ne fırtınalar kopuyordur kim bilir?
Sokağa çıktığınızda,gülümseyerek selam aldığınız insanlar varsa ait olduğunuz yerdesinizdir.
Herkesin ötekileştiği,saygının unutulduğu,sevgisizliğin hüküm sürdüğü her yer insana acı verir.
İstanbul'u izliyorum uzaktan.Çoğu dostum orda ama ......
İletişim kurmadıktan,bir selam çakmadıktan sonra olsalar ne kıymeti var bu insanların?
Çağımızın en büyük sorunu hayatı paylaşmamak.
Herkes kendi dünyasına dalmış durumda.İnsana,insan gerek oysa.
Bu yalnızca iyi günde değil,kötü günde de olmalı.
Bir çoğumuzun önemsemediği telefonun ucundaki ses olmak var ya!
İşte,İstanbul'un insanı getirdiği durum bu.Bahane hazırdır her zaman.''İşte,biliyorsun ya durumları....''
Geçiniz.
İnsan olmanın gerekliliğini yerine getiremeyen insanların yaşam alanı İstanbul.
Arada bir,gitmeye eyvallah ama sürekli yaşamak......
İnsan,kendine huzur veren insanların içinde olmalı.Selamını esirgemeyen,dostlukla gülümseyen,sesindeki sıcaklığı hissettiren insanların olduğu yer,ait olduğunuz yerdir.
Hayatı güzelleştirmek istiyorsanız,iletişim kuracaksınız birbirinizle.
Size hiç,''insan,insanla çoğalır'' diyen olmadı mı?
Bilmiyorsanız,eksiksiniz demektir.
Öğrenmeye ne dersiniz?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder