#Bir çocuğun gözünden 12 EYLÜL NEDİR bilmek ister misiniz?
Hiç anmak istemediğim,unutmaya çalıştığım,kanayan yaram o günü,bana bugün sorulan bir soru yeniden anımsattı.
Keşke anımsatmasaydı çünkü,kanattı yeniden.Şunu da belirteyim;asla yazmak istemediğim bir yazıyı kaleme alıyorum şu anda.
Soru neydi?
12 Eylül için bir yazıydı.Ailemi öldüren katillerden birinin,kızının nişan haberini gördüğümde,duyduğum acıyı yazdım.
Bana söylenen:''Keşke,eli kanlı MHP'Lİ KATİL yazmasaymışım.Partinin kurumsal kimliğini böyle değilmiş.''
Siz,12 Eylül döneminde MHP'nin bir nasıl parti olduğunu bilir misiniz?
Ülkücü gençlik,kafatası milliyetçiliği her gün solcu avına çıkar ve kimi görse silahlarla tarar,öldürürdü.
Sağdan da ölenler oldu ama en çok solcuları katlettiler MHP'nin ülkücüleri.
Tarih,22 Aralık 1978.Çok soğuk ve yağmurlu bir gün.
Annem,abimin en sevdiği yemeği yapmıştı;Barbunya-bulgur pilavı.
Babamı ve abilemi bekliyoruz akşam yemeğine.Kendi halinde yaşayan,hiç kimseye bulaşmayan ama CHP'ye oy veren bir aileyiz.
Birden silahlar patladı.''Yine birilerini öldürdüler''diye annem söylendi.Başımıza gelecekleri bilmiyoruz henüz.
Kapı telaşla çalındı,9 aylık hamile yengem kapıda yığıldı ve ''Babamları vurmuşlar''
İşte,bir ailenin dramı böyle başladı bu evde.
Annem ayakları çıplak,ben peşinden koşuyorum,çocuğum,yetişemiyorum.
Uzun Çarşıda,dükkanımızın olduğu yerde,yerler kan içinde.Yağmur götürmüyor henüz.
Koşuyoruz deli gibi.Kime sorsak az ilerdeler diyor.
Üçgen Parkın önünde bir ambulans.Abim,delik deşik olmuş bedeniyle,kolları düşmüş yatıyor.Vücudundan akan kan,ambulanstan yere akıyor.
Babamı ve diğer abimi önden Adana'ya götürmüşler.
''Abi''diye cılız ve korkan bir sesle bağırıyorum,hiç tepki vermiyor bana.
Hayatımda hiç kan görmemişim ki,anlamıyorum.
Annem,ambulansa biniyor çıplak ayağıyla ve gidiyorlar.
Sokağın ortasında kalıyorum.
Sonra eve yürüyorum yağmurun altında.Her taraf jandarma dolu.Biri beni çeviriyor ve ''Bu karanlıkta ne yapıyorsun?''diye soruyor
''BABAMLARI VURDULAR''
Azımdan dökülenlerdi bunlar.
Ev çok kalabalık,mahşer gibi.Babam,çok sevilen ve tanınan biri.
O akşam televizyonlar babamların vurulduğunu söylemiş haberlerde.Ertesi günlerde de öldürükdükleri haberi çıkmış gazetelerde.
Sabah,annem yok,küçük çocuklar ortadayız.En küçüğümüz 4 yaşında..
Bir sala okundu ve abimin adı söylendi.Abim ölmüştü.
Adana-Numune Hastanesinden getirdiler cenazeyi.
Hala kan akıyordu.
Bahçemizde yıkadılar ve tabuta kondu,götürülüyor.Annemin feryatları bütün ilçeyi sarmıştı.''Ne olur,bir kez koklayayım,sarılayım oğluma''diye bağırarak tabutu bırakmıyordu.
İşte o anda,bir annenin canının yanmasının ne olduğunu öğrendim.
Götürdüler elbette.
Andırın caddesinden geçiyoruz cenazeyle.Birden,evlerin tepelerinden üstümüze taşlar yağmaya başladı.Abimin tabutunu ve bizi taşlıyorlardı kadınlar,erkekler.Bir yandan da sloganlar atıyorlardı.''Bir kominist daha geberdi''diyerek.
Kominizm neydi?20 yaşındaki abim ne yapmıştı bunlara?
Bittiğini sanmayın o günlerin lütfen?
Ve ertesi gün,bir sala daha okunuyor.Babamın adını söylediler.Babam da ölmüştü.
Annem çıldırdı artık.Acının hangisine yanmalıydı?
20 yaşındaki oğluna mı,onca çocukla kendini yapayalnız bırakan kocasına mı?
Babamında cenazesini getirdiler eve.Yine yıkadılar ve ellerini öptürdüler hepimize.
Babam da yoktu artık.,Yine Andırın Caddesi ve yine bizi taşlıyorlar.Anlamıyoruz nedenini.Çocuğuz ya!
Bizim için yoksun,yoksul,acı dolu günler başlamıştı artık.
Annem,aylarca kendine gelemedi.Bizler,komşuların elinde beslendik,bakıldık.
Babamları vuran 4 katile ne mi oldu?
Zaman aşımından kendilerini kurtardılar.
Biri,hani kızını nişanlayan üniversiteye gitti,öğretmen oldu.
Türkiye'nin her yerinde öğretmenlik yaptı kuşkusuz.
Öğrencilerine''Türküm,doğruyum''diye öğretti.
Peki,öğrencilerine,tebeşir tuttuğu elin,bir zamanlar silah tuttuğunu ve ailemi öldürdüğünü de anlattı mı?
O eller kan içinde,o da biliyor.Parmağına nişan yüzüğünü taktığı kızına söyledi mi dersiniz bir katil olduğunu?
Birazdan yazacağım o ismi iyi belleyin.Belki sizin de öğretmeniniz oldu o katil.
Belki saygı duydunuz,belki onu çok iyi anıyorsunuz bir öğretmen olarak.
Ama o bir katil ve cezasını çekmedi.
Peki,bu katil ailemi niye vurdu?
Canı mı istedi?Aileme bir husumeti mi vardı?
Tabi ki hayır.
MHP,o yıllarda hedef gösterirdi.Bunun gibilerinin de eline silah verirdi ve insanları öldürtürdü.
MHP'nin nasıl bir katiller ordusu yarattığını ancak o yılları yaşayanlar bilir.
Yani,o yıllarda öldürülen bütün solcuların katili aslında MHP'dir.
Bana kalkmış ve kurumsal kimlik diyorlar.Ne kimliği?
Katil bir partide kimlik mi arayacağım yani?
MHP,çok istiyorsa önce geçmişini temizlesin.
Babasız büyümenin ne olduğunu bilmeyenler,evinden sıra sıra tabutlar çıkmayanlar bana o partiyi savunamaz.
Sakın yapmayın.
O dört katilden biri olan ve her gün karşıma çıkan bu katil kim mi?
Şimdi emekli olmuş,elindeki kanla,bir zamanlar meclise vekil olarak girmeye kalkmış ,bugün kızına nişan takıp,yarın da gönül rahatlığıyla torunun sevecek ama işlediği cinayetin izi hep elinde kalacak bir emekli öğretmen.
ABDULLAH ZİYAN.
Bu isme iyi bakın.Belki matah biri sanıyorsunuzdur ama onun gerçeği bu.
Bir katil.
Biliyor musunuz?Bizim evimizde yıllarca barbunya pişmedi.Abimin en sevdiği yemekti çünkü.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder