17 Eylül 2014 Çarşamba

#''Hayat,hiç teşekkür etmeden alınır,
Gelişi güzel kullanılır,
Farkında olmadan da yitirilir.''
Voltaire.
Hayat,nefes almakla vermek arasındaki sürede yaşananlardır bana göre de.
Şansımız,hangi evde doğduğumuzla başlar,bu başlangıçla şekillenir,finali de bizim dışımızda gelişir.
Bir gecekonduda doğan çocukla,bir villada doğan çocuğun kaderi aynı mıdır?
Aynı mı beslenir örneğin?Aynı mı giyinir?Aynı okullara mı gider?
Hayat,bize sorulmadan sunulan bir haktır.İçini doldurmak da,yukarda yazdığım gibi şekillenir.
Yani,gelişi güzel kullanmak da,kıymetini bilerek yaşamak da,kişinin doğduğu evle doğru orantılıdır.
Finali de,zamanı bilmemek koşuluyla ama yine bize sunulan yaşamın kalitesiyle yapılır.
Yoksulluktan kıvranan birinin ölümü,bir uçağın düşmesinden olmaz örneğin.Gider,kırmızı ışıkta durmayan aracın altında kalır.
Ya da,kendisinin asla oturmaya gücünün yetmeyeceği,rüyasında maketini bile görmeyeceği inşaatlardan düşer ve ölür.
Zenginlerin öyle mi?
Siz hiç,inşaattan düşen,açlıktan ölen,hastalıklardan kıvranan bir zengin gördünüz mü?
Tanrı bile onları kollar nedense.
Ölüm zamanı belli değildir ve herkesin gideceği o çukur ve 5 metrelik bez olsa da....
İçi doldurulmuş bir yaşamla ölmek de bir ayrıcalık değil mi?
Yani,Voltaire pek de katılmıyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder