30 Ocak 2018 Salı

#Yüksel Beye....
Bu tablomu beğenmişsiniz.Bir öyküsü var elbette,onu sizinle paylaşayım. 🙂
Bir eser yaratırken,karşısına geçen kişinin arayış içine girmesini isterim.Baktığında,çiçeği,böceği,ağacı,kuşu doğadaki haliyle bulmasın ve kendince yorumlasın diye.
O eseri ben yaptım ama bakan kişi,kendi anlamını yüklesin isterim.
Bu tablomun bir kopyası daha var-dı.İstanbul'a,sergiye gönderdim,tablo buhar oldu uçtu.
Ben de,bir tane daha yapsam elim mi tutulur dedim,demesine de,uygulamada sınıfta kaldım elbette.
Tam da böyle söylenirken;gece saat 2.30,uyandım ve tablo yapasım geldi.
Hani,aşık olanlara ilham gelir de şiire başlarlar ya!
Benim de yağlı boya kokusuna özlemim gelmiş demek ki.😉
Fırçayı aldım,şövalyenin karşısına tuvalimi koydum,bir de müzik açtım ve fırça kendi başına gitmeye başladı.

Sanırım 15-20 dakika geçti üstünden,hiçbir şey olmamış gibi gidip,yattım.
Sabah uyandım ki,ne göreyim?
Bu tabloyu yapmışım meğer.
Ne ilhammış gelen kardeşim!Gece beni uyandırıp,tablo yaptırmış hiç fark ettirmeden. 😉
Yüksel Bey,siz bu tabloya bakınca peri bacalarını gördünüz demek!
Ne hoş!
Oysa,Çinliler istila etmişti dünyayı. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder