30 Mart 2018 Cuma

#Eski filmleri sever misiniz?
Ertem Eğilmez,Atıf Yılmaz,Osman Seden gibi yönetmenlerin elinden çıkmış filmler,tekrar tekrar yayınlansa da her keresinde keyifle izliyorum doğrusu.
Kezban'ın,köylü kızından,Paris sokaklarında bir hanımefendiye dönüşünü kaç kez izledim kim bilir?
Sahi!
Bir insan,köylülükten bir hanımefendiye ne kadar sürede döner?
Onca dans dersi,onca yemek adabı,onca diksiyon dersi uzun zaman ister ama film bu,birkaç güne bu iş tamamdır.
Burda,bir not da atayım,filmdeki köylü karakterine göndermedir durum analizi,yoksa köylülük diye bir aşağılama değildir,hani yanlış anlaşılmasın da.
Kezban dediğimde,aklıma gelen tek isim Hülya Koçyiğit'tir.
Onun,İstanbul tepelerinde balerin edasıyla koşması,Ediz Hun,İzzet Günay,Kartal Tibet jönleriyle romantik,fakir ama gururlu genç kız rollerini pek de sevmiştik değil mi?
Yıllar,yılları kovaladı ve aynı Hülya Koçyiğit,Berlin'de Altın Ayı ödülünü aldığı Susuz Yaz,Kurbağalar,Almanya Acı Vatan gibi sosyal içerikli çok iyi filmlere de imza attı.
Ama aynı Hülya Koçyiğit,köprülerin altından çok su akmış örneğini vererek birden bire AKP'ye yanaşıp şunları söylemedi mi: "Türkiye'de kimse baskı altında değil, bilakis herkes fazla özgür. Çok fazla atıp tutuyorlar.", "Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı ben çok başarılı buluyorum.'
Siz,kendinizi özgür buluyor musunuz sahiden?
Ben bulmuyorum.
Hatta öyle bulmuyorum ki,ifade özgürlüğü diye yazdığım yazılardan suçlanıyorum,adliyenin yolunu tutuyorum sürekli.
Peki,ben nasıl özgürüm?
Biliyorsunuz,ataların çok güzel bir sözü var:
-Bal tutan parmağını yalar der.
Ataların zamanında demek ki,bal teknesini tutunca yalnızca yalanan parmakmış ama konu Hülya Koçyiğit'in damadı olunca,bırakın parmağı,tüm beden yalanıyormuş meğer.
Bu ne rantmış be kardeşim!
Antalya'ya yolu düşen çoktur mutlaka.Hele o ünlü Konyaaltı Plajı inanılmaz güzel bir plajdır.
Sen tut ve damadına o plajın ihalesini aldır!
Vay canına!
Her insanın böyle çark eden bir kayınvalidesi olsa işler nasıl da tıkırında yürür değil mi?
Peki,Konyaaltı Plajında ne olmuştu da bu ihaleyi damat Alkoçlar kazanmıştı.
2016 ve 2017 yılında verilen ihaleye katılım olmayınca,AKP'li Menderes Türek,Ki Antalyalılara müstahak bunlar,adamı yeniden seçtiler çünkü,Konyaaltı Plajını üçe ayırıp,üstüne de,daha önceki ihalelerde olmayan şu maddeyi ekleyerek "İhaleye, son on yıl içinde, Kültür ve Turizm Bakanlığından belgeli, toplamda en az 1500 yataklı, beş yıldızlı otel veyahut 1.sınıf tatil köyü işletmeciliği ve bunun yanı sıra yine son on yıl içinde 1618 sayılı yasa kapsamında A Grubu Seyahat Acentası işletmeciliği yapmış olanlar teklif verebilirler" maddesini ekleyip Hülya Koçyiğit'in damadına hediye edildi de denebilir.
Memleket,yağma Hasan'ın böreği oldu.Yiyin kardeşim,patlayıncaya,çatlayıncaya kadar yiyin bakalım ne zaman patlayacaksınız?
Değdi mi Hülya Koçyiğit,bunca yıllık emeğe?
Demek ki neymiş;Kezbanlıktan salon kadınına öyle pat diye atlanamıyormuş.
Filmmiş onlar,film!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder