#Bugün pazar...
Yine de, her şeye rağmen seviyorum bu günü. ❤️
'Bırak güneş içeri girsin' diye bir film repliği var.
Güneş, atölyemden içeri girsin diye her yeri açtım ama hava öyle soğuk öyle soğuk ki, parmaklarım birbirini üşütüyor şu anda.
Havanın soğukluğunu şöyle anlatayım bir Çukurova'lı olarak:
Atölyemi açmadan önce, sabun üretmeyi de sürdürdüğüm için, 'hadi biraz sabun yapayım' dedim.
Sabunu, ocaktan alıp, kalıplara dökene kadarki sürede, sabun geri donuyor.
Yok!
Bu havalar, hiç bana göre değil. 🙂
İyi ki, Kars'ta, yaşamıyorum. Asla yaşayamazdım da o şehirde. Ekim ayında gitmiştim Laloğlu Köyüne,üşümekten uyuyamamıştım geceler boyu.
Kars yolculuğuyla ilgili çok da iyi anım yok ama neyse....
Bugün, atölyemde vernik günüm.Biten tüm ürünlere vernik atacağım.
Kapıyı açtım ama içeri girmek ne mümkün eşyadan?
Arkadaşlara izin verdim bugün. Vernik işinde, toz çok önemli.
Burası, bir seri üretim yeri olmadığından, kompresörle değil, el ile yapılıyor bütün işlemler.
İyi ki, böyle büyük bir işletme değiliz. Buna rağmen, işi büyüttüm ve evlerdeki dolap kapakları, masalar, sandalyeler de atölyemde işleme giriyor artık.
Eşyalar büyüyünce, haliyle iş yükü de artıyor.
İşte, bu nedenle, toz en büyük kabusum.
Hiç de sevmem, kötü yapılmış bir çalışmayı.
İlla ki, her şey, ennnn iyisi olmak zorunda! 😉
Kahvem, müziğim ve iş başı.
Durmak yok, çalışmaya devam.
Yok öyle, üretmeden tüketmek, çalışmadan kazanmak.
Emek, alınteri ve kafa yormak ve de, her keresinde, daha iyisini yapmaya odaklanmak.
Kapının önünde güneşi bekliyorum ve bulutlarla güneşe diyorum ki:
Bulutlar, bekleme yapma, sağa kay; Güneş, sen de sol yap sol yap,içeri ancak süzülürsün. 😉
Yolunuz, Aşk'a ve sevgiye açılsın bugün!
Malum, 14 Şubat da, geliyor. ❤️
Yine de, her şeye rağmen seviyorum bu günü. ❤️
'Bırak güneş içeri girsin' diye bir film repliği var.
Güneş, atölyemden içeri girsin diye her yeri açtım ama hava öyle soğuk öyle soğuk ki, parmaklarım birbirini üşütüyor şu anda.
Havanın soğukluğunu şöyle anlatayım bir Çukurova'lı olarak:
Atölyemi açmadan önce, sabun üretmeyi de sürdürdüğüm için, 'hadi biraz sabun yapayım' dedim.
Sabunu, ocaktan alıp, kalıplara dökene kadarki sürede, sabun geri donuyor.
Yok!
Bu havalar, hiç bana göre değil. 🙂
İyi ki, Kars'ta, yaşamıyorum. Asla yaşayamazdım da o şehirde. Ekim ayında gitmiştim Laloğlu Köyüne,üşümekten uyuyamamıştım geceler boyu.
Kars yolculuğuyla ilgili çok da iyi anım yok ama neyse....
Bugün, atölyemde vernik günüm.Biten tüm ürünlere vernik atacağım.
Kapıyı açtım ama içeri girmek ne mümkün eşyadan?
Arkadaşlara izin verdim bugün. Vernik işinde, toz çok önemli.
Burası, bir seri üretim yeri olmadığından, kompresörle değil, el ile yapılıyor bütün işlemler.
İyi ki, böyle büyük bir işletme değiliz. Buna rağmen, işi büyüttüm ve evlerdeki dolap kapakları, masalar, sandalyeler de atölyemde işleme giriyor artık.
Eşyalar büyüyünce, haliyle iş yükü de artıyor.
İşte, bu nedenle, toz en büyük kabusum.
Hiç de sevmem, kötü yapılmış bir çalışmayı.
İlla ki, her şey, ennnn iyisi olmak zorunda! 😉
Kahvem, müziğim ve iş başı.
Durmak yok, çalışmaya devam.
Yok öyle, üretmeden tüketmek, çalışmadan kazanmak.
Emek, alınteri ve kafa yormak ve de, her keresinde, daha iyisini yapmaya odaklanmak.
Kapının önünde güneşi bekliyorum ve bulutlarla güneşe diyorum ki:
Bulutlar, bekleme yapma, sağa kay; Güneş, sen de sol yap sol yap,içeri ancak süzülürsün. 😉
Yolunuz, Aşk'a ve sevgiye açılsın bugün!
Malum, 14 Şubat da, geliyor. ❤️
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder