24 Şubat 2020 Pazartesi

#Liyakat....
İran'da deprem oldu,Van'da 9 insan öldü.
Van- Başkale- Özpınar Köyü'nde,kadın çamaşır asmaya dışarı çıkıyor,İran'da deprem oluyor,eşi ve dört çocuğu ölüyor.
Sizce,normal mi bu?
Nasıl bir evde yaşıyor bu insanlar da,5.9'luk bir depremde uygar dünyanın evinde, vazosu bile düşmüyorken,bizim evler yıkılıyor?
Başka bir yerde hapşırıyorlar,biz nezle oluyoruz;durum bu!
Peki;nedir bu liyakat?
Bu ülkenin çivisi,uzun yıllar önce çıkmıştı zaten.'Benim memurum işini bilir,hamili kart yakinimdir,hısım,akraba,eş,dost boşta kalmasın diye diye kadroları doldurursanız,başınıza bunlar gelecekti zaten.
Zemin etüdü yapılmadan,denetim olmadan ,betondan,demirden çalan,iş bilmeyen mimar,inşaat mühendisi,müteahhit,ruhsat veren belediye,elektrik,suyu bağlayan birimler....
Aklınıza kim geliyorsa,bu yıkımlardan sorumludur.
Peki,liyakat dediğimiz şey uygulansaydı,yani;adama iş yaratmak yerine,işe uygun adam gelseydi o işe,bunlar yaşanır mıydı?
Bunu,her meslekte,her yaşanan olumsuzlukta düşünmelisiniz.
Meclise gönderdiğimiz milletvekilleri örneğin....
Gerçekten de,sizin seçiminize uygun projeler,çözümler üretip,meclis kürsüsünde dillendiriyorlar mı sorunlarınızı?
600 milletvekilinin çoğunu kürsüde göremezsiniz.
Kulağının üstüne yatıp,milletvekilliği ki;böyle bir meslek icat ettiler,bizim paramızla maaş alıp,oturuyorlar.
Seçmen,seçim yapmayı bilmiyor.
Sorgulamayan,eleştirmeyen,değerlendirmeyen seçmenden daha iyi bir sonuç çıkmaz bu ülkede.
Kalıbının adamı olmak diye bir tabir var.
Nedir bu tabir?
Üstünüzde taşıdığınız elbisenin içini dolduracaksınız.Yani;konuşmanız,üslubunuz,fikir yürütmeniz,iletişim kurma beceriniz ve sorunları çözme yeteneğiniz, sizi o koltukta hak ettiğiniz yerde oturtacak ama ya değilseniz....
İşte,liyakat dediğimiz şey,tam da burda devreye giriyor.
İşlerim nedeniyle hemen her makama girerim.Beni karşılayan müdür,amir,memur,öteki,beriki hiç fark etmez,beni karşılamasıyla başlar ,o makama liyakatla mı gelmiş,parti,hısım,akraba kanalıyla mı hemen anlaşılır.
Koltukta oturuşu,beden dilini kullanması ve konuşmaya başlamasıyla da netleşir durumu.
Mevlana'nın çok sevdiğim bir sözüdür:
' Nice insanlar gördüm üzerinde elbise yok
Nice elbiseler gördüm içinde insan yok!'
Elbisenin içini doldurmayan insanlardan yıldım desem yeridir.
Nezaket yok,üslup yok,saygı yok;' bu koltuğa nasıl gelmiş bu adam ' sorusunu sordurmak var ama.
Herkesin,bir üst makamı yok mu bu ülkede? Birileri,birilerini neden denetlemiyor?
Belki,işini iyi yapmayan,sırnaşık,haddini bilmeyen o koltukta oturmaması gereken insanlar var?
Her şey,böyle mi gidecek artık?
Herkes,birbirine göz yumacak,işler akışında gidecek ama doğru ama yanlış öyle mi?
' İnsan,insanla çoğalır ' inancındayım her zaman ama bazen,öyle insanlarla karşılaşıyorum ki,beni eksiltiyorlar.
Razı değilim,bu insanların o makamlarda oturup,o maaşları almasına.
Liyakat istiyorum!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder