#Bu ülkedeki bürokrasiden ve çok konuşup boş konuşan siyasilerden inanın çok usandım.
Devlet,tüzel bir varlık.
Çatısında,her inançtan,her ırktan,her renkten insanı barındırır.
Devletin görevi;vatandaşını korumak,güvenliğini sağlamak ve ülkeyi uygar,refah,özgür bir yapıda tutmaktır.
Son İzmir depreminden sonra ve daha öncesinde de,ben,kendimi bu ülkede,özgür hissetmiyorum,güvende olduğuma inanmıyorum.
Bu ülkede yaşıyor olmaktan da mutlu değilim.
Hayatımızı,arızaya bağlamış durumdayız.Her an,bir yerlerden gelecek haberlere odaklı yaşar olduk.
Ama ben,bunu da istemiyorum.
Hükümetler,seçim öncesi,vatandaşlara vaatler verirler.
Bu vaatlerin çoğunun hiç olmayacağını da,bir zamanların parlamenter sistemindeki son başbakan sayesinde öğrenmiştik.
-Her söylenen olacak diye bir şey var mıydı?
Dinle gitsin,sonra unut siyasetine alışmamış mıydık son 18 yılda?
Türk insanının tuhaf bir algısı var ya da oluştu.
Bir şey yaşandığında ya ' Kader' diyor boynunu büküyor ya da 'Ne uğraşacağım,nasıl olsa bir şey değişmeyecek' algısıyla hayatına kaldığı yerden devam ediyor.
Bir grup azınlık da,hala içinde umut taşıyarak,bir şeylerin,bir gün mutlaka değişeceğini umuyor.
Peki,bu mümkün mü?
Kısa vadede,HAYIR!
Çünkü; yaşadıklarından gerekli dersleri çıkarmayan bir toplumuz biz.
Bugün yaşananlar,yarın unutulacağı ve ilk seçimde,yine aynı tutumu yapacağı için,biraz zor!
İzmir depremi örneğin....
1998 Ceyhan,1999 Adapazarı,Van,Elazığ depremlerinden sonra,hayatımızı vergiye bağlayan hükümeti hiç sorguluyor muyuz?
Devlete verdiğimiz vergi nedir hiç merak ettik mi?
"1999'da hükümet, deprem vergisi adıyla bilinen ek vergiler koydu. Cep telefonundan vergi beyannamelerine, Spor Toto kuponlarından Milli Piyango biletlerine, uçak biletlerinden gümrük ve pasaport işlemlerine kadar özel işlem ve özel iletişim adında vergi veriyoruz yıllardır ve adı deprem vergisiydi ama kalıcı hale getirilerek sırtımıza bindirilen bir kazanç kapısı oldu hükümetlere.
Hükümetler,toplanan milyarlarca lirayı ne yaptı?
Bir deprem ülkesiyiz.Verdiğimiz vergilerle,depreme dayanıklı konutlar mı yapıldı,bilimsel araştırmalara kaynak mı sağlandı, olması gereken yerlere mi harcandı?
Bunu soruyor muyuz hükümete?
Ben soruyorum:
Bugüne kadar ödediğim vergiler nereye kullanıldı?
Sayın cumhurbaşkanı,bu konudaki soruya şöyle yanıt vermişti:
Harcanması gereken yere harcadık.Bunların hesabını vermeye vaktimiz yok.
Valla,ben dinlerim.Benim vaktim var,sırtımıza binen vergilerin nerelere harcandığını bilmeye.
O benim de param ve para kolay kazanılmıyor.
Bu ülkede;
Dışişleri Bakanıyken,beceriksiz siyaset yapan ama şimdi sanki,bunları başkası yapmış gibi davranan o parti başkanına;
Ekonomi Bakanıyken sesi çıkmayıp,ayrılınca ekonomist kesilen o parti başkanına;
Hele şu;'Keşke,o riskli binalarda oturmasalardı 'diyen o şahsa DAYANAMIYORUM!
Birine ,asla dayanamıyorum ki;onu da zaten biliyorsunuz!
Sefaletin içindeki vatandaşlar,zevk olsun,adrenalinleri yükselsin diye,hobi amaçlı çürük binalarda oturmayı seçiyor,
-Bir deprem olsun da,ev kafamıza çöksün,biz de zevkten dört köşe olalım diye tercih ediyor çürük binaları.
Bu insanlar,bu ülkeyi yönetiyor ,inanabiliyor musunuz?
Kim hesap soracak,kim hesap verecek bu ülkede?
'Kader ' der,geçeriz nasılsa !
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder