25 Kasım 2020 Çarşamba

#KADINA YÖNELİK ŞİDDETE HAYIR!

Ne kadar boş bir söylem ülkemizde,belki de dünya genelinde.

Bugün,25 Kasım.
Kadına yönelik şiddetin ortadan kaldırılması için uluslararası mücadele günü bugün.
1999 yılında,Birleşmiş Milletler böyle bir günü kabul etmiş ama 1999 yılından bu yana ne değişmiş,kadına yönelik şiddet konusunda?
Bir soru sorsam burdan ve desem ki:
Eşini dövmeyen,el kaldırmayan,fiziksel,sözel,ruhsal,ekonomik,cinsel şiddet uygulamayan kaç kişi çıkar?
'Ben,asla yapmam'diyenler bile eşine şiddetin bir çeşidini uyguluyor inanın.
Dışardan bakıyorsunuz,nasıl da beyefendi,nasıl da nazik ve kibar ama biraz gözlemlediğinizde,özellikle evin içinde işlerin hiç de öyle olmadığını anlıyorsunuz,eşinin her keresinde pencerenin pervazına,kapının koluna vurarak morarmış yüzünden,gözünden.

Eskiden,yani,benim gençlik yıllarımda mizah dergileri vardı,GIRGIR ve FIRT diye.
Orda görürdüm,'Gündüz insan,gece hırt ' söylemini.
Göründüğü gibi olan insanlar pek olmasa da....
Kadına yönelik şiddetin ne duracağı var,ne de durdurulacağı bu ülkede.
Hükümet,imza attığı İstanbul Sözleşmesi'nden nasıl olsa da kurtulsa arayışında.
Kadının,zaten pek de hükmü yok.
Kadın,bir eşyadan farksız,bir cinsel obje,bir değersiz varlık çoğu erkeğin gözünde.
Çocuk doğurmaktan ve yatak hizmetinden başka bir işe yaramayan,evi çekip çeviren,akşama kadar görev tanımı belirlenmiş bir canlı.
Kadının duyguları var mı,kadın ne ister,Kadının Adı Var mı ülkemizde ve geri kalmış ülkelerde?
Bakın,Ortadoğu'ya,Afrika'ya,uygar dünyayla tanışmamış ülkelere.
Hangisinde,kadın erkekle eşit iş,eşit ücrert,eşit konum,eşit düzeyde?
Kadın yönetici sayısı nedir?
Bir elin parmaklarını geçmiyor değil mi?
Kadın düşünmesin,kadın okumasın,kadın birey olmasın,kadın,kadın olduğunun farkına varmasın ama hayatlarında olsun!
Oysa;güçlü kadın,ayakları üstünde duran kadındır,eğitimli kadın,yaptığı her işi en doğru yapan kadındır,yetişmiş kadın,bilinçli evlatlar yetiştiren kadındır;parasını kazanan kadın,hayatı ortak paylaşan yol arkadaşıdır.
Kadını eve tık,çalışmasın,üretmesin,kafasını çalıştırmasın,sorgulamasın,dayağını yesin,ayağını kırıp evinde otursun,üç-beş de çocuk doğursun...

45 yaşında bir kadının anlattıklarını okumuştum:
Dışarda çok saygın olan bir erkek,eş ama eve geldiğinde eşini döven,kızına tecavüz eden bir baba vardı anlatısında.
Bu bir öykü değil,yaşanmış bir gerçek.

Bu ülkede,Kadının Adı Yok,uzun süre de olmayacak.
Ne zamana kadar?
Bu hükümet,gidecek,parlamenter sistemde,o mecliste 300 kadın-300 erkek olana kadar da bu iş sürecek.

Kadın cinayetleri bitmeyecek,çocuk tecavüzleri bitmeyecek.
Bu ülkenin hukukunda İYİ HAL İNDİRİMİ olduğu sürece!
Nokta!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder