25 Haziran 2024 Salı

 Anne -Baba ölünce evler de ölmeye başlıyor.

Peki, ev ölür mü?
İçinde nefes alan yoksa duvarlar ölür, odalar ölür , açılmayan pencereleriyle evler de ölür elbette.
Çocukluğumda ,önünden geçtiğim evler olurdu hayranlıkla baktığım.
İçinden neşeli sesler taşardı bazılarının ; bazılarının da terasında rengarenk çiçekler açardı.
Şehri dolaşırken gözüm hep pencerelere takılır.
Sessiz evler çok ilgimi çeker her zaman.
Pencereleri yıllarca açılmadığı için camlarının pustan,kirden görünmediği evler...
Bu evleri hemen tanırsınız.
Açılmayan perdeleri yıllar içinde çürür,sonra halkaları kornişlerden tek tek koparak perdeleri aşağı düşürür ve bu hep böyle sürer yalnızlaşan evlerde.
Eğer, geride o evde yaşayan bir çocuk da yoksa , bir süre sonra o evlerin kaderi satılmak olacaktır.
Evler de tıpkı insanlar gibi ;
İçinden ne öyküler geçiyor ,ancak yaşayanlar bilir.

Tüm ifadeler

23 Haziran 2024 Pazar

 Bugün Pazar...

En sevdiğim gün.❤️
Dün,kardeşim bana 'Neden pazar günü bu başlıkla yazıyorsun ' dedi.
Kardeşim benden küçük olunca anılarımız da farklı oluyor haliyle.
Sizlere şöyle bir soru sorsam anılarınıza dönmeniz için örneğin ;
En son ne zaman Anneniz ,Babanız, kardeşlerinizle yemek masasında birlikte oturup neşeyle yemek yediniz?
O günler ne kadar mazi oldu?
Eski evimizin bahçesinde ,yuvarlak ,kocaman bir tahta masamız vardı ve her pazar o masanın çevresinde önce kahvaltı yapar,sonra da öğle yemeğimizi yerdik.
Annem, mutlaka Babama memleketimiz Darende 'nin 'Düğürcek Çorbası'nı yapardı.Çok besleyici bir çorbadır bu arada.
Ama sıcacık ekmek eşliğinde kahvaltı da hazır olurdu ve isteyen çorba,isteyen kahvaltı yerdi.
Bu nedenle, pazar kahvaltısında ,sıcacık ince tırnak ekmek yaptırmaya giderim hiç üşenmeden.
Pazar günü evimizde, illa ki Babama ÇiğKöfte yapardı Annem.
Babam, rakısını içer, türkü söylerdi ve ardından da ,şimdilerde hala var mı bilmem, yuvarlak teneke kutularda Okyay Helvası olurdu ve Babam mutlaka rakının üstüne o sade helvadan yerdi.
Bir aileydik o masada toplanan, çocuk mutluluğunu yaşayan.
Hep de aklımda,aydınlık sabahlı, güneşli günler ve o yuvarlak masanın etrafında toplanan biz kaldık , Annem,Babam ve kardeşlerimle.
Bu arada Babam, rakı içen, namazını kılan ,kuran okuyan, çok iyi Arapça konuşan yazan, ben yetişemedim ama Annem söylerdi saz ve keman çalan bir Babaydı.
Hangi eve her gün 5 gazete girerdi ve kaç Baba 'Kızlarım okuyacak' derdi o yıllarda?
Sonrası malum...
Babamı ve iki Abimi vurdular ,kaybettik o masayı da ,etrafında toplanan aile olmayı da.
Bunları anlattım kardeşime.
Neden Pazar Gününü bu kadar önemsediğimi anlattım.
Mazi, insanın kalbinde bir yaradır.
Çocukluk anılarıma bir özlemin kokusuyla...
İyi Pazarlar...❤️

 Hayat, insanlara adil davranmıyor elbette.

Şimdi, bu saatlerde bazıları Bodrum'da, Datça'da, Göcek' de beachlerde güneşlenip denize giriyor, yatlarda denizi turluyor ;
Benim gibi önemli bir çoğunlukta çalışıyor.
Hava sıcak değil inanılmaz sıcak.
Meteorolojinin verdiği rakamlara bakmayın, hiçbir zaman doğruyu göstermedi bugüne kadar.
Bugün Cumartesi, geneli tatilde dinlenmede ama ben bitirmeye söz verdiğim ürün için cehennem sıcaklı atölyemde çalışıyorum.😅
Oturduğunuz yerde kimse size para vermez,çalışacak ,üreteceksiniz mutlaka .
Çok zor bir ürün olduğunu söylemeliyim ama değer elbette.
Yaklaşık 1 ayı var bitmesi için.
Anacığım nurlarda uyusun ,bana kanaviçe işlemenin inceliklerini öğretirken hep şunu söylerdi :
Bir işin önü de arkası da aynı temizlikte işlenmeli.
Defalarca söktürmüştür işlediğim kanaviçeleri.
Ordan kalma alışkanlığım ,eline aldığın her işi en iyisiyle ,özenle yapmak.
Boyama ,teknik bir konudur ve başında doğru yapmazsanız sonu iyi olmaz.
Bilen de bilmeyen de bu işe soyunuyor, olmaz!
Günlerce sürecek bu sıcaklarda bu iş ama eğer Kuşadası ,Bodrum , Alaçatı diye tatil planı yapıyorsam ,bir bedeli olacak elbette .
Emeksiz yemek olur mu hiç?😎
Bodrum'da, 2 lahmacun 1 ayran 1000 TL . mi?
Yuh!😡

Tüm ifadele

21 Haziran 2024 Cuma

 Elimde tuttuğum bu fıstıklı 3 dilim baklava kaç TL. olabilir sizce?

Altı üstü 3 dilim baklava.
Çocukluğumda ,Babam nurlarda uyusun altın almak için Gaziantep ve Kahramanmaraş 'a giderdi ve bize fıstıklısıyla ,cevizlisiyle ,kurusuyla, şerbetlisiyle kutu kutu Güllüoğlu Baklavası getirirdi de yüzüne bakmazdık.
Evde sürekli olunca çok da önemli değildi bizim için baklavalar.
Gelelim bu 3 dilim baklavaya....
Bu 3 dilimin fiyatı 80 TL.
Siz de benim gibi 'nasıl yani' diyenlerden misiniz?
Baklava, çeyrek altınla yarışıyor şu anda.
Ülkeyi ne hale getirdiler 22 yılda?
Şeker Pancarı ekim alanlarını daralttılar, çiftçi ekmez oldu.
Diyelim ki ekti, şekere dönüştürecek fabrika mı bıraktılar sata sata?
Baklavanın hammaddesi un, tereyağ ,şeker fıstık,ceviz ,yumurta .
Maliyetler ne durumda peki?
Unun hammaddesi buğday ekiliyor mu?
Kendi çiftçine ürettirmeyip Ukrayna'dan, Rusya'dan, Kanada' dan, Sudan' dan bile ithal tarım ürünü alırsan olacağı bu!
Hem dövizle mal alacaksın ,hem kendi topraklarını ektirmeyeceksin hem de ekonomide büyüyeceksin öyle mi?
Bunu yapanlara söylenecek çok şey var da ....
Lanet olsun size!
Eskiden, Güllüoğlu baklavada bir markaydı ama artık o kadar lezzetli yapmıyorlar .
En azından benim yediklerim çocukluğumun tadında değil-di.
Ülkenin en pahalı baklavasını Gaziantep 'de İmam Çağdaş yapıyor.
Yemeyen yoktur demiyorum ,çoktur mutlaka.
Olur da yolunuz Gaziantep 'e düşerse yiyin diyeceğim ama küçük çaplı bir servet ödemeniz gerekiyor.
İnanın değer, o kadar lezzetli.
Biraz da reklam gibi oldu ama iyiye iyi demek gerek.
İnsanları tatlıya hasret bıraktılar.
3 dilim baklava 80 TL .olur mu?
Bir tatlı görseli olabilir

Tüm if

 Akşam saatlerinde ,Osmaniye/Toprakkale'de çektim bu görüntüleri.

Demir-Çelik üreten, Tosyalı Şirketine ait bir üretim alanıymış burası.
Göz gözü görmüyordu ve havada inanılmaz ağır bir koku, insanı bunaltan bir hava ,nefes aldırmayan bir fluluk, genizleri yakan bir demir , plastik kokusu,sanki araba lastiği yakılıyor gibi ağır bir ortam vardı.
Karşımda ünlü kale vardı ama görmek ne mümkündü bulanık havadan!
Burası Çukurova...
Her taraf bereketli toprakların diyarı.
Tarlalarda mısır, ayçiçeği, buğday, fıstık ekili.
Bu tarım ürünleri, bu demir çelikten ne kadar zarar gör-m-üyordur?
Peki ya bu koku, bu ağır hava, bölgede var olan yüzlerce ,binlerce insan bu işletmeden ne kadar zarar görüyordur sizce?
ÇED Raporu var mı ,cidden merak ettim?
Hadi ben tesadüfen ordaydım ama o bölgede daimi yaşayanlar, bulunmak zorunda olanlar ,yarın kanser olursa bunun hesabını kim verecek?
Cidden ,anlatılmaz yaşanır bir hava vardı bugün.
Tosyalı, çok bilindik bir şirket.
Ama bu çevre ...
Bana göre insana da hayvana da, bitkiye de bir felaket bu ortam!
İşin teknik yönünü bilmiyorum elbette ama çevre sürekli bu haldeyse ,orda ciddi bir ihmal ve sorun var demektir.
Kim sürekli demir solumak ister?
Nefes alamadım inanın bugün.
Doğayı katlederek böyle üretim modeli olmaz!

Tüm ifadeler

 Bütün umudumuz Beşar Esad 'da.

Ülkemizi Suriyeli , Afganlı, Pakistanlı, Nijeryalı çöplüğüne döndüren AKP' nin marifeti, işte geldiğimiz durum.
Net sayı olmamakla birlikte, ülkemizde kayıtlı -kayıt dışı 17 milyon yabancı var.
Sınır diye bir şey kalmadığı için ülkeye giren girene.
Şimdi de Ruandalılar başınıza bela olmaya getirildi.
66 uçak dolusu Ruandalı ne demek?
Burası mülteci çöplüğü mü?
Sosyal medyaya Suriye 'nin Lazkiye plajından kareler düştü.
Nargile içen bikinili kadınlar, güneşlenen mayolu erkekler Suriyeli ise bize gelen bu entarili , çarşaflı,parmak arası terlikli ,kokan ve sürekli üreyen kitle kim?
Adamlar, ülkemize sözümona savaştan kaçıp geldiler ama akılları fikirleri sevişmek ve çocuk yapmakta .
Kedi eniği gibi sürekli doğuruyorlar.
Ülkemizin demografik yapısını bozdular.
Bazen, Suriyeliler üstüne yazı yazdığımda beni ırkçı ,insancıl olmamakla suçlayanlar çıkıyor.
Onlara desem ki ; çok meraklıysanız , alın evinize bir aileyi besleyin ,asla yapmazlar ama lafa gelince ,tek insancıl olanlar kendileri.
Peki, Hatay' a 80 km. uzaklıktaki Lazkiye plajı böyleyken , Suriyelilerin işgal ettiği Antalya, İstanbul plajlarındaki azman erkeklerin doluştuğu denizlerimizin rezil hali ne?
Bu ülke bizim. Bu denizler, bu plajlar bizim.
Şunlar varken, kendinizi plajda, sokakta, ülkemizde güvende hissedebilir misiniz?
Dua edelim de ,Beşar Esad sözünü tutsun ve kavimler göçü gibi bayramdan bayrama Suriye'ye gidenleri bırakmasın ve biz de kurtulalım topundan.
Ülkemde ,mülteci mi adı her neyse ,hiç birini görmek istemiyorum.

Tüm ifadele