6 Nisan 2019 Cumartesi

#PORTAKAL ÇİÇEĞİ FESTİVALİ  😊
Adana'da,bu yıl 7.si yapılan,uluslararası bir kimliği olan,inanılmaz renklilikte bir festival yaşadığımız.
Fotoğraflı anlatıyı yarına bırakayım ve bugünkü festival izlenimleri:
3-7 Nisan arasında,tam da portakal,turunç,limon çiçeklerinin tüm Çukurova'yı sardığı bu tarihler arasında öyle keyifli,öyle renkli,öyle güzel ki....
Herkesin,mutlak bir kere gelmesi gerekiyor.
5 gün gitmeyi çok isterdim ama yalnızca bir gün katılabiliyorum,onu da kortejin geçişine saklıyorum.
Malum,iş güç,
Adana demek,kebap demek,şalgam demek,rakı muhabbeti demek,davul-zurna-halay üçlüsü demek.
Aslında çok daha var da....
Şırdan,mumbar,yöresel tatlar.....
Hangi birini yazayım,o kadar iyiyiz yani. 
Bugün,öyle kalabalık,öyle kalabalıktı ki;yok böyle bir festival!
Turistler,şehir dışından gelenler....
Sanki;Türkiye Adana'ya akmıştı.
Tam 1 saat kebap almak için sırada bekledim örneğin,peki değdi mi derseniz;Hayır!
Burdan sayın Karalar'a bir öneri olsun:Seneye ve her sene bu festival yapılacak mutlaka ama yiyecek-içecek standlarını bir caddeye,hediyelik ürünleri bir caddeye vermesini öneriyorum.
Özellikle yöresel tatlar için ayrı alan ayırmalı çünkü;her şey birbirine karışmıştı.
Sabun bezinin içinde içli köfte satıcısının ne işi var değil mi?
Kokular,kokulara,tatlar,birbirine karışmalı.
Sonra,müzik.....
Kurulan stand aralıksız müzik çalmalı,durmak yok,eğlenceye devam modu hiç düşmemeli insanlarda.
Kebap dedim....
Adana'da,kebap dendi mi,siz istemeseniz de çeşit çeşit tabaklarla donatılmış masalar akla gelir.
Bugün,çalışma arkadaşlarımızla elbette ve illa ki kebap yedik.
Hiç beğenmedim.
Çocukluğumdan bu yana aklımda olan en iyi kebapçılardandır oysa,hatta bir markadır.
İsmini vermeyeyim ama askerlikte rütbeler vardır biliyorsunuz.
Adanayı,bilenler zaten anlayacak o işletmeyi.
1 saat sırada bekledim ama aldığım iyi pişmemiş,içinde hiç baharat olmayan,kuru bir kıyma dürümdü.
İçine koydukları salatamsı şeye de tuz-limon,yağ eklemeyi unutmuşlardı.
Bunu kalabalıkla açıklayamazsınız.
'Hamama giren terler' derdi atalar.
Atatürk Parkının içine o standı açtıysanız,koca koca afişlerinizi astıysanız ki,çünkü siz iyi bir işletmesiniz ve bir dürümü 20 tl'ye satıyorsanız o işin hakkını vereceksiniz.
Verdiğim paraya acıdım.
Keza,tatlıya da öyle.
Benim gördüğüm,bugün,o parkta ,yalnızca kebapçı ve baklavacının satış rakamı inanılmazdı.
1 sene çalışmasalar da olur yani,o kadar yüksek.
Bir işin başına geçtiğinizde ya iyi yapacaksınız ya da iyi yapacaksınız.
Tezgahtaki kadına sordum:'Bu baklavalar neden bu kadar pahalı?'
Verdiği yanıt:' Fıstıkları özel.
Sanırsınız ki,bu fıstıklar Urfa'da,Antep'de üretilmiyor da,üstünde altın tozuyla baklava yapılıyor. 
Seneye yeniden görüşeceğiz umuyorum festivalle.
Ama cidden çok güzeldi Adana.
Her taraf ,bütün şehir bu kadar mı güzel,MİS gibi Portakal Çiçeği kokar! 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder