#İnsanın en büyük serveti, sağlığı.
Çok beylik bir söz olarak gelebilir ama akıl ve beden sağlığınız yerindeyse, karşılaştığınız bir çok şeyi başarabilirsiniz.
Sabah yataktan kendi başınıza kalkıyorsanız; kimseye muhtaç olmadan kişisel bakımınızı yapabiliyor, giyim kuşam, beslenme, yürüme, işe gitme gibi insani tüm gereksinimlerinizi tek başınıza yapabiliyorsanız çok şanslısınız demektir.
Gözümü açtım, saat sabahın 6.sı.
Balcalı Hastanesinde gördüğüm o çocuktu ilk aklıma gelen.
Gözden kaybolan kadar arkasından baktığım o çocuk....
Sanırım 14,belki 15 yaşındaydı. Üstünde, Fenerbahçe'nin renklerini taşıyan eşofman üstü, altında.....
Aslında, Balcalı 'nın devasa kolonlarının ardından gelen tıkırtı sesine dönmüştüm doktorumdan çıkarken.
Önce bir koltuk değneği, sonra tek bir bacak çıktı, lacivert eşofman altıyla.
Çocuğun sol bacağı, kalçasından yoktu.
O bir çocuk!
Yaşıtları gibi merdivenleri koşarak çıkamayacak, top sektirip, futbol oynayamayacak, birinin yardımı olmadan gereksinimlerini karşılayamayacak.
Hatta, yetişkin bir birey olduğunda işi de olmayacak muhtemelen.
Bir kıza sevdalandığında, yirmili, otuzlu, kırklı yaşlarına geldiğinde de hayatı çok zor olacak.
Başına ne geldi, bacağını neden kaybetti bilmiyorum ama hayatın daha çok başında bir çocuk....
Önünde, uzun yılları var yaşayacağı.
Ama çok zor olacak elbette onun için hayat.
Çok beylik bir söz olarak gelebilir ama akıl ve beden sağlığınız yerindeyse, karşılaştığınız bir çok şeyi başarabilirsiniz.
Sabah yataktan kendi başınıza kalkıyorsanız; kimseye muhtaç olmadan kişisel bakımınızı yapabiliyor, giyim kuşam, beslenme, yürüme, işe gitme gibi insani tüm gereksinimlerinizi tek başınıza yapabiliyorsanız çok şanslısınız demektir.
Gözümü açtım, saat sabahın 6.sı.
Balcalı Hastanesinde gördüğüm o çocuktu ilk aklıma gelen.
Gözden kaybolan kadar arkasından baktığım o çocuk....
Sanırım 14,belki 15 yaşındaydı. Üstünde, Fenerbahçe'nin renklerini taşıyan eşofman üstü, altında.....
Aslında, Balcalı 'nın devasa kolonlarının ardından gelen tıkırtı sesine dönmüştüm doktorumdan çıkarken.
Önce bir koltuk değneği, sonra tek bir bacak çıktı, lacivert eşofman altıyla.
Çocuğun sol bacağı, kalçasından yoktu.
O bir çocuk!
Yaşıtları gibi merdivenleri koşarak çıkamayacak, top sektirip, futbol oynayamayacak, birinin yardımı olmadan gereksinimlerini karşılayamayacak.
Hatta, yetişkin bir birey olduğunda işi de olmayacak muhtemelen.
Bir kıza sevdalandığında, yirmili, otuzlu, kırklı yaşlarına geldiğinde de hayatı çok zor olacak.
Başına ne geldi, bacağını neden kaybetti bilmiyorum ama hayatın daha çok başında bir çocuk....
Önünde, uzun yılları var yaşayacağı.
Ama çok zor olacak elbette onun için hayat.
Tanrı, insana dermansız dert vermesin. Çok şükür yaşıyoruz, çok şükür birilerine muhtaç olmadan, sağlıklı nefes alarak günü karşılıyoruz.
Kıymetini bilmek gerek bunların. Hepimiz, bir gün engelli olabiliriz.Garantisi var mı hayatın?
Yaşadığımız her gün, bizim şansımız. Şükretmeyi de bilmek gerekiyor.
Kıymetini bilmek gerek bunların. Hepimiz, bir gün engelli olabiliriz.Garantisi var mı hayatın?
Yaşadığımız her gün, bizim şansımız. Şükretmeyi de bilmek gerekiyor.
Küçük arızalar, geçici hastalıklar hepimizin başında.İnsanız, doğal bunlar.
Çok şükür, dermansız dertlerimiz, çözümsüz hastalıklarımız yok ama olan da şifasını bulur diliyorum.
Çok şükür, dermansız dertlerimiz, çözümsüz hastalıklarımız yok ama olan da şifasını bulur diliyorum.
Dünyada, tıp mucizeleri gerçekleştiriyor. Meme kanserini teşhis eden sütyen, hastaya radyasyon vermeden çekim yapan tomografi cihazı, yapay kalp, yapay organ , suni deriyi bile üretmeyi başardı bilim insanı.
Acaba, eksilen uzuvları da yenileyen bir çalışma ne zaman gerçekleşir?
Kendini büyüten kemik doku, kaslar, bedene uyumlu kol, bacak....
Düş gibi geliyor insana ama ben, bilime inanıyorum.
İnsanoğlu bilimle, teknolojiyle, akıl yürüten çalışmasıyla, bunu da başaracaktır.
O çocuğa yetişir mi bilmem ama gelecek için bir umut!
Kendini büyüten kemik doku, kaslar, bedene uyumlu kol, bacak....
Düş gibi geliyor insana ama ben, bilime inanıyorum.
İnsanoğlu bilimle, teknolojiyle, akıl yürüten çalışmasıyla, bunu da başaracaktır.
O çocuğa yetişir mi bilmem ama gelecek için bir umut!
Çocuğu tanımıyorum, bir dahada görmem muhtemelen ama koltuk değneklerinin tıkırtısına döndüğümde, sol bacağının eksikliğini gördüğümde, biraz durdum, çocuğu izledim bir süre , kalbime bir sızı girdi.
Acımak değil bu.
Bir çocuk, bunu neden yaşar ki?
Acımak değil bu.
Bir çocuk, bunu neden yaşar ki?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder