#Yağmur, bir türlü kesilmiyor,aralıksız yağıyor.
Dünyanın adaletsiz, merhametsiz, çıkarcı bir dünya olduğunu dışarıdaki yağmurdan anlamak mümkün.
Atölyemde çalışıyorum, bir yandan da sıcak çayımı yudumlayıp, arada bir de dışarıya bakıyorum.
İnsanlar geçiyor, kaldırımdan, yaşlılar, çocuklar ve öğrenciler....
Bir genç kadın gidiyor, yanında eşiyle örneğin.
Ne ayağında bir çorap var ne de ayakkabı.
İncecik, yazlık kumaştan bir etek, üstünde ince bir yelek, bu soğukta dışarda geziyor kadın.
Ortaokuldan bir erkek öğrenci geçiyor cam kapının önünden, üstünde incecik baharlık bir mont,şemsiyesi de yok üstelik, yağmurda ıslana ıslana evine koşuyor.
Yaşlı bir teyze....
Yeleğini başına geçirmiş, sanki yağmurdan koruyacakmış gibi, ıslanarak gidiyor evine.
Bunun adı, yoksulluktur!
Eğer bir ana-baba, oğluna sıcak tutacak bir mont anlamıyorsa, bir kadın, çorapsız, ayakkabısız yağmurda yürüyorsa, bunun adı; yoksulluktur!
Bir yanda, bir eli yağda bir eli balda yaşayan güruh; çocuklarını pamuklara sarmış, Amerikalarda, sponsorlarla okutanlar, bir yanda üstü çıplak çocuklar!
Adalet mi bu?
82 Bin TL aylık maaş alacaklar, rakamı telaffuz dahi edemediğimiz bir servetleri olacak ama sokaktaki vatandaş bu halde yaşamaya mahkum edilecek, öyle mi?
Yüzlerce araçlık konvoyla, insansız, araçsız hava sahasından geçince insan, ülke gerçeklerinden bi'haber yaşıyor böyle.
Uğraşacak iş arıyor ve Kanal İstanbul mu, Zarar İstanbul mu ama aslında hepimizin bildiği ve de onaylamadığı bir düş aleminde yaşıyor.
Böyle saçma işlerle, projelerle uğraşacaklarına, fabrikalar açsınlar, insanlara istihdam alanları yaratsınlar, yaratsınlar ki, sokaktaki çocuk, yağmurdan ıslanarak, üşüyerek evine gitmesin.
Sıcak tutacak bir montunu alabilsin babası.
O genç kadın, çalışsın, kendi parasıyla ayağına bot, çorap alabilsin.
Bunlar olur mu peki?
Memleketi tarumar etmeye ant içmiş insanlardan bunu beklemeli miyiz?
Elbette hayal!
Onlar, saraylarında, sırça köşklerinde yaşasınlar ve elma kabuğunu atmayıp, sirke kurarak tasarruf yaptıklarını söyleyerek bizimle dalgasını geçedursunlar.
Ama bu durum, üstü çıplak, ayağı çıplak seçmenlerin eseri, ayrı konu.
Dünyanın adaletsiz, merhametsiz, çıkarcı bir dünya olduğunu dışarıdaki yağmurdan anlamak mümkün.
Atölyemde çalışıyorum, bir yandan da sıcak çayımı yudumlayıp, arada bir de dışarıya bakıyorum.
İnsanlar geçiyor, kaldırımdan, yaşlılar, çocuklar ve öğrenciler....
Bir genç kadın gidiyor, yanında eşiyle örneğin.
Ne ayağında bir çorap var ne de ayakkabı.
İncecik, yazlık kumaştan bir etek, üstünde ince bir yelek, bu soğukta dışarda geziyor kadın.
Ortaokuldan bir erkek öğrenci geçiyor cam kapının önünden, üstünde incecik baharlık bir mont,şemsiyesi de yok üstelik, yağmurda ıslana ıslana evine koşuyor.
Yaşlı bir teyze....
Yeleğini başına geçirmiş, sanki yağmurdan koruyacakmış gibi, ıslanarak gidiyor evine.
Bunun adı, yoksulluktur!
Eğer bir ana-baba, oğluna sıcak tutacak bir mont anlamıyorsa, bir kadın, çorapsız, ayakkabısız yağmurda yürüyorsa, bunun adı; yoksulluktur!
Bir yanda, bir eli yağda bir eli balda yaşayan güruh; çocuklarını pamuklara sarmış, Amerikalarda, sponsorlarla okutanlar, bir yanda üstü çıplak çocuklar!
Adalet mi bu?
82 Bin TL aylık maaş alacaklar, rakamı telaffuz dahi edemediğimiz bir servetleri olacak ama sokaktaki vatandaş bu halde yaşamaya mahkum edilecek, öyle mi?
Yüzlerce araçlık konvoyla, insansız, araçsız hava sahasından geçince insan, ülke gerçeklerinden bi'haber yaşıyor böyle.
Uğraşacak iş arıyor ve Kanal İstanbul mu, Zarar İstanbul mu ama aslında hepimizin bildiği ve de onaylamadığı bir düş aleminde yaşıyor.
Böyle saçma işlerle, projelerle uğraşacaklarına, fabrikalar açsınlar, insanlara istihdam alanları yaratsınlar, yaratsınlar ki, sokaktaki çocuk, yağmurdan ıslanarak, üşüyerek evine gitmesin.
Sıcak tutacak bir montunu alabilsin babası.
O genç kadın, çalışsın, kendi parasıyla ayağına bot, çorap alabilsin.
Bunlar olur mu peki?
Memleketi tarumar etmeye ant içmiş insanlardan bunu beklemeli miyiz?
Elbette hayal!
Onlar, saraylarında, sırça köşklerinde yaşasınlar ve elma kabuğunu atmayıp, sirke kurarak tasarruf yaptıklarını söyleyerek bizimle dalgasını geçedursunlar.
Ama bu durum, üstü çıplak, ayağı çıplak seçmenlerin eseri, ayrı konu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder