4 Ekim 2020 Pazar

 #Bugün pazar.....❤️

Bugün,4 Ekim Hayvanları Koruma Günü.
Hayvanları korumak da nedir,neden gerek duyuluyor böyle şeylere diye sormak,bizim gibi kedi,köpek,ördek,tavuk,keçi demeden önüne gelen bütün hayvanlara tecavüz eden sapık ruhlu bir toplumda gerekli belli ki.

Sabah,hayvanları korumaktan söz ediyoruz kahvaltıda,anılar anılar düştü aklıma ve ordan,burdan derken geçmişe döndüm bir anda.

Yer; Kahramanmaraş/Andırın.
Babam,yaylaya götürürdü,Andırın İlçesine.Bir komşumuz vardı,Navrus Hanım Teyze derdik.Hayatımda,mısır unlu çöreği onun kadar güzel yapan kimseyi tanımadım.
Özellikle,yayla sezonu bitip de,eve dönüş vakti geldiğinde,illa ki,büyük bir sini mısır çöreği yapardı,baklava dilimi şeklinde kesilmiş,kokusu ,sini bizim eve gelmeden duyulurdu.
Çocukluğumdan kalan ,en güzel kokulu tatlardan biridir bu.
Çocuktuk,Andırın İlçesini terk ettiğimizde.Şimdi,Zorkun Yaylasına gidiyoruz artık ama çocukluk anılarımda yer eden Navrus Hanım Teyzeyi hiç unutmadım.O yılları andık bugün.
İki yıl önce,sırf anılarımı bulmak için Andırın'a gittim.Çocukluğumun Andırın'ı ortada yoktu elbette.Her yer değişmişti.
Bir tek Navrus Hanım Teyze'nin evi yerinde duruyordu.Eve gittim,kapıyı açtım,kimseler yoktu.
Küçük bahçesini gezdim,ordaki Dut Ağacı.....
Tanrım!
İşte,o Dut Ağacı yerindeydi hala.
O ağaç,anılarımın en acılı yerindedir. 
Bugün,hayvanları koruma günü ama ,hayvanları koruma,sanırım insanın canı yanana kadar geçerli,en azından benim çocukluğumda. 
Bahçeli evi olanların evinde,mutlaka bir köpek bağlıdır kapıda.
Peki,köpek gibi evi koruyan bir horoz gördünüz mü?
Ben gördüm.
İşte,Navrus Hanım Teyze'nin evinde,bir horoz vardı,gelene geçene saldıran.
Hayatımda,böyle bir hayvan görmedim,Pitbull halt etmiş anlayacağınız.
Nerden mi biliyorum?
Başımdaki yara izlerinden elbette.
Bu horoz,o dut ağacının arkasında beklerdi.Kazara,biri eve mi yaklaştı,saldırırdı insanlara.
Anacığım,nurlarda uyusun,bir gün dedi ki ;' Git de Navrus Teyzene haber ver,uygun mu? diye.
Horozun ünü malum ama tadına bakmamışım hiç.
Eve yaklaştım,merdivenleri çıktım,haber verdim,dut ağacının önünden geçiyorum ki....
Horoz,bir atladı üstüme,kafamı gagalıyor.Kan revan içinde kaldım,bağırıyorum,koştular,hç kimse horozun elinden beni alamıyor.
Yaşım,5.
Manyak bir horozdu anlayacağınız.Tasma tak,ağaca bağla cinsinden.
Başımdan kanlar akıyor,anacığım gezmeyi falan unuttu,tampon yapıyor başıma.
O yaralar,uzun süre iyileşmedi.Yalnızca ,birinin izi kaldı başımda,Bazen,elimi dokundururum o ize ve çocukluğumu,anılarımı,o zalim horozu anımsarım.

Andırın'a gittim,o dut ağacının yanına durdum,o günleri anımsadım ve gülümsedim. 
O horoz,şimdi olacak da...
Çoktan suyuna pilav pişirmiştim bile. 😉

Çocukluğumda,horoz diye anlatıyorum ama yoksa,Navrus Teyzenin evindeki o hayvan horoz değil de,Pitbull muydu? 😂

Şaka bir yana;Hayvanlara dokunmayın,zarar vermeyin,yemek verin,su verin yalnızca.
Zalim olmanın alemi yok!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder