30 Ekim 2020 Cuma

İZMİR....

Bir insan acı duyarsa canlıdır.
Başkasının acısını duyarsa insandır. ...

Bu sözü çok severim.
Olaylar karşısında, acımasızca tepki gösteren ve insan olmanın erdemine ulaşamamış bir güruh çıkar her zaman karşımıza.

Ülkemiz, bir deprem ülkesi ve çürük binalarda yaşıyoruz, bu da bir gerçek.
Ne zaman ki, bir deprem yaşıyoruz, bir panik dalgası sarıyor ülkemizi, ölenler toprağa veriliyor, enkazlar kaldırılıyor ve hayata kaldığımız yerden devam ediyoruz. Depremle yüzleşmeyi de rafa kaldırıyoruz, ta ki, yeni bir depremi yaşayana kadar.
İzmir' de, bir deprem yaşandı. Ekranda, yıkılan binaları gördükçe, içinde yaşayan insanları düşündükçe içime bir acı çöktü.
Balkonlarda çamaşırlar asılı, birinde, dünkü bayrama ait Türk Bayrağı ve o bina şu anda bir enkaz.

Hiç deprem yaşadınız mı?
1998 Ceyhan Depremini yaşamıştım.
Ceyhan' da, apartmanlar yıkılmıştı, insanlar ölmüştü, ben ve ailem Adana'da, 4. katta yakalanmıştık depreme.
Bina sallanmaya başladığında, hemen kirişlerin altına girmiştik, doğru sanarak.
Kızımı koruma güdüsüyle kapının ahşabını tutarken, kapı ve duvar ayrılıp geri birleşiyordu elimde.
Çığlıklar, bina çatırtıları ve korku ve panik.
Öyle bir korkuydu ki yaşadığımız....
Başınızın üstündeki tavanın çökmesi ve altında kalma fikri dehşete düşürüyordu insanı.
Deprem durduğunda,açık alanlara koşmuştuk herkes gibi.

Depremin dini,rengi,inancı,ırkı yoktur.
Akıl ve bilimin ışığında yapılan binalarda oturanlar şanslıdır elbette ama kör topal ,ilkokul mezunu müteahhitlerin diktiği o binalarda oturanlar,genellikle orta direk ve altıdır ve kaderleri de bellidir.
Rant uğruna ,tarım arazilerinde inşaata izin verenler de bu vebalin altında kalacak,onu da belirteyim.
Çünkü;gözüme takılıyor,sulak tarım alanında ,tarlaların ortasında dikilen o süslenmiş bloklar.

Deprem bir gerçek.
Sağlam bina yaparsanız,aklınıza hiç endişe gelmez.

Ülkemizde,her deprem sonrası şöyle bir izansızlık,ahlaksızlık,insan müsveddeliği görüntüleri çıkar.
'Mini etek giydiler,sarhoşların kenti,Gavur İzmir,ben,namazımdayım,iyi oldu size.Pis sarhoşlar...'
Düşünün ki;bugün,bu deprem İzmir'de oldu.
Ülkemiz,bir deprem ülkesi ve her an,bir başka şehirde deprem olabilir.
Bu depreme,namaz kılarken yakalanmayacak mısınız?
Garantiye mi aldınız kendinizi yoksa?
Hani,demiş olayım: 7/ 24 başınızı o seccadeden kaldırmasanız da,içiniz bu kadar kirli olduğu sürece,siz unutun bu yatırımı.
Ya da,uyurken yakalanmayacakmısınız?
-Sesimi duyan var mı ? diye bağırıldığında,o enkazın altında siz,aileniz ya da sevdiğiniz birinin olmayacağını düşünüyor musunuz?
O zaman,sizin yardımınıza herkes koşacaktır,ettiğiniz hakaretleri unutarak.
Çünkü;insansınız!
Çünkü;yardım bekliyorsunuz!
Çünkü;sizin inancınız,renginiz değildir önemli olan,bir cansınız kurtarılmayı bekleyen.

İzmir depremi sonrası,sosyal medyadaki paylaşımları okudum da,insanlığımdan utandım.
-Lanet olsun,sizin gibilere.
-Lanet olsun,sizi yetiştiren o Ana-Babaya.
-Lanet olsun,zihniyetinize.

Günde beş vakit namaz kılsanız ne yazar?
İnsan olmadıktan sonra!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder