26 Kasım 2021 Cuma

 Ülkemizde, 209 üniversite var.

Adı üniversite ama çoğu tabela üniversitesi elbette.
Yerleşkesi, kampüsü olmayan, apartman katlarında üniversite mi olur?
Burdan mezun olan gençler, ne kadar iyi eğitim alarak hayata başlıyor sizce?
Elbette, basit bir matematik problemini çözemeyen matematik öğretmenleri, okuduğunu anlamayan , de - da'yı ayıramayan imla kurallarını bilmeyen Türkçe Öğretmenleri mezun oldu da ne oldu, ne kattı memlekete?
Bu gençlere, böyle niteliksiz eğitim vererek üniversite diploması adı altında boş kağıt vererek, hayallerini çalmaya hakkınız var mı?
Bugün, 24 Kasım Öğretmenler Günü.
Atanmayan kaç öğretmen var ve her yıl kaç öğretmen bu sayıya ekleniyor?
Madem, atama yapmayacaksınız, neden öğretmenleri yetiştirmek için üniversite - bölüm açıyorsunuz?
Birkaç örnek vereyim mi, üniversite bitirmiş gençlere?
Bu yazacağım örnekler birkaç yıl içinde yaşadığım örnekler.
Pazartesi pazarındayım, bir genç öyle kısık bir sesle 'Kivi Kivi' diyor ki, pazarcı olmadığı alnında yazıyor.
Yaklaştım ve sordum ' Siz, ilk kez mi pazara geliyorsunuz, hiç pazarcıya benzemiyorsunuz?'
Bilgisayar bölümünü bitirmiş, iş bulamamış, pazarda kivi satmaya gelmiş ilk kez.
Bir tezgahta domates satan bir genç gördüm. Çok düzgün konuşuyor, üstü başı da pazarcıya benzemiyor.
'Sizi görmemiştim' diyorum, Tarih Öğretmeniymiş, atanmamış, babasına yardım etmek için pazara gelmiş domates satıyordu.
Küçük bir tezgah, bir genç maydanoz satıyor.. Belli, çok acemi.
4 yıllık üniversite bitirmiş, iş yok, maydanoz satıyor.
Sokaktan eskici geçiyordu.
Evden, bir şeyler vereyim dedim, hiç eskiciye benzemiyor.
Neden, pazarcıya, eskiciye benzemiyor diyorum çünkü ; Pazarcılar, ya şalvar giyer ya da kaç gün giyildiği belli olmayan üst başı vardır. Kat kat giyinirler, geneli eskidir ve biraz da kirlidir.
Sabahtan akşama, tezgah başı beklemek elbette kirletir insanı.
Eskicilerde de, aynı şey geçerlidir. Üstü başı, dağınıktır,kirlidir.
Çöpleri karıştırıyorlar naylon toplamak için, kolay mı temiz kalmak?
İşte, bu eskici de farklıydı.
Sordum elbette, 4 yıllık Turizm Otelcilik mezunuymuş.
Evli,bir de çocuğu var. İşten çıkarılmış, kayınbabasının evine sığınmış, iş bulamamış, eskicilik yapıyordu, başka çaresi olmadığı için.
'Çocuk var, nasıl bakayım' diyordu giderken.
Yazık değil mi bu gençlere?
RT Erdoğan, 'Her üniversite mezununa iş bulmak zorunda değiliz' diyordu ya!
Zorundasınız!
Ya, o üniversiteleri kapatacaksınız, ya mezunları istihdam edeceksiniz ya da eğitimi sil baştan programlayarak, ülkenin gereksinme duyduğu nitelikli elemanları yetiştireceksiniz.
Herkes, 4 yıllık fakülte bitirmek zorunda değil.
Ara elemana da gereksinme var.
Meslek Liseleri ve 2 yıllık Meslek Yüksekokullarını çoğaltacaksınız.
Bu ülkeye, iyi bir tesisatçı, elektrikçi, tamirci, temizlik elemanı, tornacı vs. de lazım.
İşini iyi yapacak kadar iyi eğitim almış ara eleman.
Başarıya ulaşmanın yolu burdan geçer.
Tabela Üniversitesi kurarak, bu işi başaramazsınız.
Yazık oluyor gençlerimize.
Çok yazık!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder