18 Ağustos 2024 Pazar

 Bugün 17 Ağustos....

25 yıl önce , 6 Şubat'ta , tıpkı bizim yaşadığımız o korkunç deprem gibi bir depremi yaşadı Marmara Bölgesi.
Binlerce insan öldü yine.
Aradan geçen 25 yıl, bizi yönetenlere depremi anlamak, sağlam evler yapmak, çözüm bulmak gibi yolları arattı mı?
Arasalardı, biz neden 6 Şubat'ı yaşayalım değil mi?
O günlerden ve 6 Şubat'ta hatırımda kalan, kucağında ekmeklerle gözyaşlarını silen o yaşlı adam, yıkılmış duvarların enkazında rüzgârla savrulan perdeler ve çökmüş bir apartmanın bitişik duvarında, raflarda dizili ,kış için hazırlanan domates kavanozlarıydı.
Umuttu işte .
İnsan, ölmeyi düşünerek yaşamaz ki!
O domates kavanozlarının sahipleri yaşadı mı, yoksa kepçe darbeleriyle ,beton parçalarının arasına mı savruldu o salçalar bilmiyorum ama ben de kış için bu kavanozları hazırlarken,ne acı bir tesadüf ki, 17 Ağustos' a denk geldi.
Kavanozları kapatırken, aklımda yalnızca o duvardaki rafta dizili salça kavanozları vardı.
Hayat işte....
Üstünden koskoca bir 25 yıl geçti, 6 Şubat'ın üstünden ise 1.5 yıl.
Ne değişti Allah Aşkına, ne değişti depreme yönelik çalışmalar adına?
Adamlar ,utanmadan, arsızca, yüzsüzce mecliste kan döküyorlar.
Bunlar mı, vatandaşı düşünecek?
Bir yazı görseli olabilir
Tüm ifa

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder