Birkaç gündür, bu kız öğrencinin üniversitedeki hocasını suçlayarak intihar etmesi gündemde.
İntihar etmek, anlık bir karar da olabilir, uzun uzun düşünülerek de.
Bu olay bana öğrencilik yıllarımdaki bir olayı anımsattı.
Diyarbakır /Dicle Üniversitesi /İlahiyat Fakültesi öğrencisiymiş.
Öncelikle, burası Afganistan değil. Hangi ilahiyat fakültesinde şöyle kıyafetler giyiliyor?
Genç kızın fotoğraflarına baktım da, peçenin arkasına sakladığı makyajı, kaşları, takıları, tırnakları ve renk renk kıyafetleri ve çekim yaptığı yerler...
İnthar ettiği yer ,Onkoloji Bölümünün bahçesi.
Nasıl intihar ettiğini anlatıyor.
2 gün yemek yememiş, canı ciğer çekmiş. Karpuz, elma,salatalık yemek istemiş. Önce, ip uzun gelmiş. Kozalak toplamış,olmamış; tezek toplamış ama yine yumuşak gelmiş intihar edememiş.
Tezek mi?
Hem de, Onkoloji 'nin bahçesinde mi?
Üniversitede okurken şu yaşanmıştı okulumda: Başka bir bölümde bir öğrenci hocasına platonik aşık olmuştu. Hoca, ne yaptıysa, kız saplantılı bir şekilde, alenen hocaya takmıştı.
Aile, ne yaptıysa olmadı.
Okulu dondurdular, kızı tedavi ettirdiler ama kız asla vazgeçmedi.
Hocanın kurtulma çabasını herkes öğrendi ama nafileydi.
Sonunda, aile kızı okuldan aldı ve yaşadıkları şehre geri götürdüler.
Sonrasını bilmiyorum ama takıntılı olmak, platonik duygular hiç suçu olmayan hocanın başını yiyebilirdi.
Neyse ki, hoca çok aklı başında biriydi.
Herkes, Ahmet hocaya beddua okuyor da,
Bu genç kız da, hocaya takmış biri olabilir mi?
Karşılığı var mıydı bilemem ama hocadan son gidişte, zan altında bırakmak fikrini de düşünmeli.
Ya da; bir ilişki yaşanabilir ama bitebilir de.
İlişki, iki insanla yaşanır. Zorla da olmaz bu işler.
Fotoğraf karelerine bakıyorum da, yoksul bir ailenin üyesi değil belli ki.
Bu konularda ayrıntılara iyi bakmak gerek.
Hastane bahçesini seçmiş olması, kozalak, tezek falan...
Biraz kuşku duymak gerek bence.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder