Ülkemiz İnanılmaz bir coğrafya.

Nereye giderse gitsin, illa ki toprağın kokusunu duyuyor insan.

Burası Çukurova...

Bereketli toprakların diyarı.

Uçsuz bucaksız tarlaların kıyısından geçiyorum, bir yandan fırtınalı yağmur yağarken, bir yandan açan güneşin eşliğinde.

Ayçiçeklerinin bir kısmı çiçeğe durmuş, bir kısmı hala yeşil.

Mısır tarlaları, her zamanki gibi yüzlerce dönüm ekilmiş yine yeniden.

Bu kadar mısır, ayçiçeği ekiliyorken, Ukrayna'dan yine yağın hammaddesini alırız bu olmayan tarım politikasıyla.

Beceriksizlik diyorum ben buna.

Mısır, hasata kadar 5-6 kez sulama isteyen bir ürün.

Yağmurlar ya çok az yağıyor ya da, fırtına şeklinde.

Mevsimler öylesine değişti ki, toprak da şaşkın durumdan.

Buğdayların bir kısmı biçilmiş bir kısmı hasat zamanını bekliyor.

Sarının en güzel tonları var şu anda tarlalarda.

Tuhaf bir havayı yaşıyoruz birkaç gündür.

Yağmur, fırtına, serinlik, cehennem gibi bunaltan bir sıcaklık...

İnsan, şemsiye ile mi çıksın sokağa , yoksa tişörtle mi bilmiyor doğrusu.

Yakındır, aşırı sıcaktan isyan etme günleri.

Burası Çukurova...

Güneşe silah sıkanların yurdu.

Uçsuz bucaksız, yemyeşil tarlaların kıyısından geçiyorum.

Şükredecek ne çok şey var hala.

Tüm ifadele