Üniversiteye yeni başladığım yıldı.Şehri,az buçuk öğrenmişim.Topkapı-Çemberlitaş
Sora sora Bağdat'ı bulamıyorum belki ama İstanbul'u arıyorum sürekli.
Aynı otobüse bindiğimiz, Tıp Fakültesini kazanan bir öğrenciyi bana emanet ettiler ve Üsküdar'daki teyzesine götürmemi istediler.
Sanki ben biliyor muşum gibi karşı tarafı,çaresiz kabul ettim.
Önce,kendi yurduma gideceğim diye Topkapı'da indik ve ben eşyalarımı emanete bıraktım,çünkü kız sızlanıyor.Güya dönüp,alacağım.
Kızı aldım,sora sora Üsküdar'daki adrese götürdüm.
Bir teşekkür bile etmediler ve ben koşa koşa Topkapı'ya gidip,eşyalarımı alacağımı ve yurda yetişeceğimi sanıyorum.
Yurtlar,şimdiki gibi saat 11'e kadar açık değil.9 dedi mi,girdin,girdin.Yoksa içeri almıyorlar.
Valizleri aldım ama saat oldu 21.30.Yurdun kapısındayım,görevli,nuh diyor,peygamber demiyor.
Gidecek yerim yok,çaresiz yurdun kapısında ağlıyorum.
Tabi,bana emanet edilen o kıza da bütün küfürleri sıralıyorum.
Sonunda yurt müdüründen,bi'ton azar işiterek yurda girdim.Atılmak da var işin ucunda ve okulu da dondurmam gerek,kalacak yerim yok.
İstanbul,koca şehir.Kimseye güvenilmiyor ki, birine sığınasınız.
Neden bunları yazıyorum derseniz?
İnsanlara,her daim yardım ettim.Hiç karşılık beklemedim üstelik.Ailemin,bize öğretilenleri uyguladım yalnızca.
Ama derseniz ki,iyi mi yaptın?
Hep zararını gördüm inanın.
Bu basit örnekte olduğu gibi,birilerine yardım ederken,karşılığında bir kuru teşekkür bile edilmedi bana.
Siz,iyi olduğunuz sürece tepenize çıkan çok oluyor.Kazık atma potansiyeli olan bir aptal gibi görünüyorsunuz onlara demek ki.
İnsanoğluna gerçekten hiç güvenmeyeceksiniz.
Şimdi olsa aynı şeyi yapar mıyım?Asla.
İstanbul'u avucumun içi gibi biliyorum artık ama ben nasıl öğrendimse,herkes de öyle öğrensin hayatı.
Kimseye merhamet falan etmeyeceksiniz.Üzülen siz oluyorsunuz sonuçta.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder