11 Nisan 2014 Cuma

Madem ki,Gezi Parkı dedim,çok seviyorum dedim.....
Gezi Parkı,hep güzel anılardan oluşmuyor kuşkusuz.Gözlemlediğim ve biraz da içimi acıtan bir anı.....
Son İstanbul yolculuğumdu.
Her zaman yaptığım gibi,son günlerimde,Gezi Parkındaki bankıma oturur ve ''İstanbul'u,bir daha kim bilir ne zaman göreceğim'' diyerek,kokusunu içime çekerdim.
Öğle sonrası bir vakit....
Ağaçların arasından,aydınlık bir güneş parka yansıyordu.Gözümü kapattım,arada bir,birini açıp,önümden geçen ayak seslerine bakıyorum.
Bir çift Timberland ayak gördüm önümde.Şortlu bir erkekti geçen.Kokusu dikkatimi çekti.
Başımı kaldırdım,siyaha boyanmış ve fönlü saçlarıyla,25 yaşlarında bir genç.
Yanımdaki banka oturdu.Göz ucuyla takip ediyorum,niyeyse?
Gençlerin kıkırdamasına döndüm ve yüzüne baktım.Bir gaydi.
Ne zordur,bu toplumda cinsel tercihini özgürce yaşayamamak.
Genç,huzursuz oldu ve parkta bir aşağı,bir yukarı dolaşmaya başladı.
Sonra,başka bir banka yöneldi.
Buraya kadar her şey normal elbette.Park,herkesin ortak malı çünkü.
Bu gençte beni çeken,belki de çok güzel parlayan saçlarıydı.Öyle güzel görünüyordu ki.....
Az sonra,yanına 70-80 yaşlarında bir yaşlı adam yaklaştı.
Ne kadar okusam da,görsel olarak tanık olmayınca anlayamadım olayı.
5-10 dakika konuştu gençle.
Bende yaparım.Yanımdaki insanlarla sohbeti.İlginç değil yani.
Az sonra,o genç,o yaşlı adamın koluna girdi ve yavaş adımlarla önümden geçip gittiler.
Yan bankta oturan gençler olayı biliyormuş demek ki,dudaklarından şu söz döküldü:''Lan,yine buldu birini.Adam da yaşlı.İyi mi? Para da vermez bu p.......''
İş bulamayan,kimsenin insan yerine koymadığı,aşağıladığı,ötelediği bir gencin öyküsü bu.
Bu insanlar nasıl yaşayacak,hayatlarını neyle devam ettirecek,karınlarını nasıl doyuracak kimsenin umurunda değil inanın.
Gazetelere düşen öldürülme haberleriyle,kiralık evlerden kovulmalarıyla,sığdırılmayan mahalle haberleriyle ne kadar çaresiz insanlar.
Nereye gidecek,kime sığınacaklar?

Gezi Parkı aklıma düştüğünde,o gencin simsiyah,parlak saçları düşer aklıma.
Yaşıyor mu,öldü mü bilmem ama bir gün yolum yine İstanbul' düşerse ve polis barikatını aşıp,bankıma oturmayı başarabilirsem,onu yine orda görmeyi umuyorum.
Ve yeni anılar biriktirerek ve İstanbul'u koklayarak....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder