25 Haziran 2015 Perşembe

#''Aklımdasın diyen balıklar, ömrümdesin diyen kelebekler gördüm.''
Küçük İskender
Bu sözü bir kadından duyamazsınız.Çünkü,kadınlar maymun iştahlı sevmelere düşmezler.
Çıkara dayalı ilişkileri kapsama alanı dışında tutuyoruz elbette.
Erkeklerin mazeretidir başka aşka düşmek.Ona da pek güvenmemek gerek ya neyse!
Kadının ve erkeğin sevme biçimi de aynı olmuyor ne yazık ki.
''Aşkından ölüyorum''diyen bir erkeğin aşkı,sizi elde edene kadar sürüyor.Bir kelebeğin ömrü kadar belki de.
Ne erkekler var inanın,karşısında sevdiği otururken yan masadakine bakışları kayan.
Erkekler işte......
Sevgi sözcüklerine çok güvenmemek gerek.Kaşla,göz arasında sevmeyi nasıl başarıyorlarsa artık?
Oysa,bir insanı sevmek öyle kolay değildir.Kavramları ve duyguları birbirine karıştırıyoruz.Sevmek ve aşk,hoşlanmak ve tutku aynı şey mi?
Haydar Dümen demişti ki:''Biz erkeğiz.Bizim hormonlarımız farklı çalışıyor.Bizler,kadınlar gibi tek eşli olamayız.İlla ki,başka kadınlar girecek hayatımıza.''
Bu palavra biliyorsunuz.Ahlaksızlığın suçunu hormonlara yüklemek bir uzmana hiç yakışmıyor doğrusu.
Ne yani,birini sevdiniz diye asla vazgeçemeyecek misiniz?Sevginiz bittiyse,çekin gidin.
Yürek geniş.Biri biter,diğeri başlar,ne var bunda?Ortada sevgi de yok üstelik.Varsa,yoksa bedensel gereksinmeler.
Öbür türlü,bir insanı bir gecelik,bir haftalık,bir aylık sevebilir misiniz?
Kadın da,erkek de aynı tutkuyla sever,eğer severse.Yok öyle,erkeklerin hormon mazereti falan.
Kullan,at misali bunlarınki.
Küçük İskender haklı aslında.dokunma dürtüsüyle seviyor,sevmeyi de bir geceye sığdırıyoruz,tıpkı kelebek misali.
Haydar Dümen'in aksine ben de iddia ediyorum ki:''Kadınlar,daha uzun ömürlü sever.''
Hem de ne balık gibi ne de kelebek gibi.
YANİ,ADAM GİBİ!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder