#Bir eşyayı ya da bir ürünü ya da bir bölgeyi pazarlama stratejisi diye bir planlama yapmazsanız,hedeflediğiniz her ne varsa ulaşmayı unutun.
Bu,hayatın her alanında böyledir.Plansız yaşamak,hedefe odaklanmadan bir şeyleri başaracağını sanmak ancak kısa vadeli çözüm arayanların işidir.
Sıcak para akışı sağlanmayan her yerde hizmeti aksatır ya da iyi işler çıkaramazsınız.Örneklerini siz de görüyorsunuz belki de.
Bir bölgeyi ele alalım isterseniz.
Bölge nasıl kalkınır?Sanayi mi çok gelişmiş,tarım mı önemli bir girdi sağlıyor,iş gücü mü nitelikli ya da turizm girdisi mi çok iyi?
İş başındaki yetkililer,eğer sorumluluklarının farkında olmazlarsa,karşılarına çıkan fırsatları avantaja çevirme başarısını gösteremezlerse,o bölgedeki kalkınma ve hizmet hamlelerini unutun.
Bugün,bir örneğini yaşadım.
Bakınız:Televizyonda bir bölgeyi tanıtan program vardı.Reklamın bundan iyisi olmazdı elbette.Ücretsiz,basit bir telefon katılımıyla tüm Türkiye'ye tanıtım yapılabilirdi.
Ulaşabileceğim tüm yetkilileri aradım,ekranlarda canlı yayın var diye.
Yönetenlerin en tepesindekinden tutun da,alt kademedekilere kadar ilgilenen olmadı.
Şehir dışında olanlar da yeterli kontrol mekanizmasını kuramamışlar belli ki.Bir mülki amir,bir yere gittiğinde,geride mutlaka bir sorumlu bırakır ama bunlarda ara ki bulasın!
Nasıl olur da,o anda telefon trafiği kurulmaz ve canlı yayında iş kotarılmaz?Nasıl olur da,müdüre kadar aradığımda,programı izlemesi gerekirken,spontane gelişen bir olayda anlık çözüm aramaz da,bahçesinde maydanoz toplar söyler misiniz?
Bu nasıl bir yöneticilik algısı?
İşe göre adam seçmeyip,adama göre iş ayarlarsanız olacağı budur.
Niteliksiz adamlarla kadro kurarsanız,elinize geçen fırsatlar karşısında uyur ve siz de .... üstüne oturursunuz.
Bu kadar aymazlık için cidden makam sahibi olmak gerekiyormuş anlaşılan.
Programı yapan kişi,ekrandan bağırıyordu'Yahu,neresi bu kadar övülen bu yer?Mutlaka gitmek gerekiyor sanırım''diye.
Bu,açık bir çağrıydı''Davet edin de gelelim''diye ama bizim yöneticiler uyuyunca fırsat da gitti elbette.
O kadar aradım hepsini ama nafile....
Tatil herkesin hakkı elbette ama bir yere giderken,geride bıraktığınız adamları doğru seçseydiniz,size gerek kalmazdı bu işi yapmak için.Çünkü,onlar zaten çözümü bulurdu o anda.
Bir bölgeyi yönetmek ciddi bir iştir.Hizmet için de para gerekir.Parayı,kendi içinde döndermek marifet değildir.Önemli olan,dışardan gelecek sıcak parayla iş kotarmaktır.
Ciddi bir tanıtım atağıyla insanları buraya çekemezseniz,bölgeyi pazarlayamazsanız,sıcak parayı çekip,hizmet kalitesini nasıl yükselteceksiniz cidden merak ediyorum?
Bugün,bu fırsatı tepmek akla zarardı inanın.
Ben,sizi sorguluyorum bir vatandaş olarak.
Peki,siz ne kadar doğru işler ürettiğinizi hiç sorguluyor musunuz sayın yöneticiler?
Çok da becerikli değilsiniz bilesiniz!
Bu,hayatın her alanında böyledir.Plansız yaşamak,hedefe odaklanmadan bir şeyleri başaracağını sanmak ancak kısa vadeli çözüm arayanların işidir.
Sıcak para akışı sağlanmayan her yerde hizmeti aksatır ya da iyi işler çıkaramazsınız.Örneklerini siz de görüyorsunuz belki de.
Bir bölgeyi ele alalım isterseniz.
Bölge nasıl kalkınır?Sanayi mi çok gelişmiş,tarım mı önemli bir girdi sağlıyor,iş gücü mü nitelikli ya da turizm girdisi mi çok iyi?
İş başındaki yetkililer,eğer sorumluluklarının farkında olmazlarsa,karşılarına çıkan fırsatları avantaja çevirme başarısını gösteremezlerse,o bölgedeki kalkınma ve hizmet hamlelerini unutun.
Bugün,bir örneğini yaşadım.
Bakınız:Televizyonda bir bölgeyi tanıtan program vardı.Reklamın bundan iyisi olmazdı elbette.Ücretsiz,basit bir telefon katılımıyla tüm Türkiye'ye tanıtım yapılabilirdi.
Ulaşabileceğim tüm yetkilileri aradım,ekranlarda canlı yayın var diye.
Yönetenlerin en tepesindekinden tutun da,alt kademedekilere kadar ilgilenen olmadı.
Şehir dışında olanlar da yeterli kontrol mekanizmasını kuramamışlar belli ki.Bir mülki amir,bir yere gittiğinde,geride mutlaka bir sorumlu bırakır ama bunlarda ara ki bulasın!
Nasıl olur da,o anda telefon trafiği kurulmaz ve canlı yayında iş kotarılmaz?Nasıl olur da,müdüre kadar aradığımda,programı izlemesi gerekirken,spontane gelişen bir olayda anlık çözüm aramaz da,bahçesinde maydanoz toplar söyler misiniz?
Bu nasıl bir yöneticilik algısı?
İşe göre adam seçmeyip,adama göre iş ayarlarsanız olacağı budur.
Niteliksiz adamlarla kadro kurarsanız,elinize geçen fırsatlar karşısında uyur ve siz de .... üstüne oturursunuz.
Bu kadar aymazlık için cidden makam sahibi olmak gerekiyormuş anlaşılan.
Programı yapan kişi,ekrandan bağırıyordu'Yahu,neresi bu kadar övülen bu yer?Mutlaka gitmek gerekiyor sanırım''diye.
Bu,açık bir çağrıydı''Davet edin de gelelim''diye ama bizim yöneticiler uyuyunca fırsat da gitti elbette.
O kadar aradım hepsini ama nafile....
Tatil herkesin hakkı elbette ama bir yere giderken,geride bıraktığınız adamları doğru seçseydiniz,size gerek kalmazdı bu işi yapmak için.Çünkü,onlar zaten çözümü bulurdu o anda.
Bir bölgeyi yönetmek ciddi bir iştir.Hizmet için de para gerekir.Parayı,kendi içinde döndermek marifet değildir.Önemli olan,dışardan gelecek sıcak parayla iş kotarmaktır.
Ciddi bir tanıtım atağıyla insanları buraya çekemezseniz,bölgeyi pazarlayamazsanız,sıcak parayı çekip,hizmet kalitesini nasıl yükselteceksiniz cidden merak ediyorum?
Bugün,bu fırsatı tepmek akla zarardı inanın.
Ben,sizi sorguluyorum bir vatandaş olarak.
Peki,siz ne kadar doğru işler ürettiğinizi hiç sorguluyor musunuz sayın yöneticiler?
Çok da becerikli değilsiniz bilesiniz!
Bahçenizdeki maydanozlarınız sizi ihya edecek boyuttadır umarım?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder