17 Ağustos 2017 Perşembe

#Bugün,anneme,babama,kardeşlerime ve orda yatan tüm aileme gittim Zorkun'dan topladığım çiçeklerle.
Yaşadığınız süreçte güzel anlardır elde kalan.
Dün,Zorkun'dan dönerken Osmaniye'de mola verdim.1890 yılında yapılan bir camiyi fark ettim;restore edilen ama atıl bırakılan yüzyıllık evleri konuştum taksicilerle.
Osmaniye belediyesi ne yazık ki sınıfta kalan bir belediye her açıdan.
Boşuna 80 numaralı il diye övünmesinler,içi boş bir il.Yolu Osmaniye'ye düşen olursa Gönül Kahvesine gitmelerini öneriyorum.
Keyf-i Keder grubunun şarkılarını dinlemek çok keyifliydi doğrusu.
Şarkılarda kaybolurken,yeni doğmuş bir kediyi gördüm çocukların elinde.Oyuncak gibi mıncıklıyorlardı hayvancağızı.
Çocuklarla konuştum biraz,hayvana süt verdik,bir de kutu bulduk,güvenle bir gece geçirmesini sağladık.
Kedinin annesini az önce bir araba ezmişti;hayvan yatıyordu yerde.
Havanın sıcaklığından araçların altına sığınan hayvanlar,kornayla uyarılmayınca böyle oluyor sonuç.
Diyeceksiniz ki,hayatın ritüelleri bunlar,her an yaşadığımız cinsten.
Haberleri izlerken Barselona'da,minibüsle kalabalığın arasına dalan ve insanları katleden olayı düşünüyorum;
Bugün mezarlığa gittim.Gitmediğim zamanlarda mezarlara yenileri eklenmişti.
Hayatın getirisi bu,doğduğunuz gibi,günü geldiğinde öleceksiniz.
Peki,neden insanları öldürerek gününden önce hayatlarına son veriyorsunuz?
Empati kuruyorum karşıdakiyle;bir cana kıymak için nasıl bir ruh halinde olmalı insan?
Neyin karşılığı bu;para mı,toprak mı yoksa öbür dünya diye kurulan uhrevi düşler mi;ne?
Çok yaşasanız 100 yaşayacaksınız.
Mezarlara baktım bugün,karun kadar zengin de olsanız gideceğiniz yer orası;çul üstünde yatsanız da.
Değer mi canlara kıymaya,değer mi?
İnanın benim algım yetmiyor bunları anlamaya.
Sizin yetiyor mu?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder