16 Eylül 2024 Pazartesi

 Kötü şeyler zamanla normalleşiyor hayatımızda.

Peki neden?
Yapabilen istemiyor,
İsteyen yapamıyor,
Bilen yapmıyor,
Yapan bilmiyor.
Ve dünya böyle böyle kötüye gidiyor.
Karşılaştığımız olaylarda onaylamıyorsak bile ucu bize dokunmuyorsa sesimizi çıkarmıyoruz.
İşimize yarıyorsa eğer yapılan şey, yanlış olsa bile bizden nasıl olsa diyerek destek veriyoruz;
Ses çıkaran olursa ve sesi cılız çıkıyorsa asla yanında olmuyoruz, yalnız bırakıyoruz;
Bir kadercilik girdabına girmişiz, ne çıkmayı düşünüyoruz ne de çabalıyoruz.
Böyle mi olmalı?
Sokağa çıkın, herkes halinden şikayetçi.
Emekli, çalışan ,çiftçi, memur, işçi , ev kadını herkes....
Ekonomik kriz herkesi etkiliyor ülkemizde.
16.5 Milyon emekli var ve her konunun uzmanı olduğu yetmiyormuş gibi şimdi de ekonomist olduğunu söyleyen ve bugüne kadar ne iş yaptığını anlamadığımız ve de paraları bile sıfırlamayı beceremeyen oğul çıktı başımıza.
Bunları görüyorsunuz, okuyorsunuz, ekranlarda izliyorsunuz da neden sesiniz yeterince çıkmıyor?
Çarşıya pazara çıkmıyorsun, evine et, tavuk, balık , süt, yoğurt alamıyorsun, çol - çocuk perişansın da, şimdi seçim olsa, kime gidip oy vereceksin acaba?
Liyakatsızlık öyle kuşatmış ki ülkemizi, işini kılıfına uyduran gemisini yürüten kaptan artık.
Hangi kuruma giderseniz gidin bu böyle.
Bırakın AKP' yi, sosyal demokrat olduğunu söyleyenlerde bile aynı sistem işliyor.
Yazımın başında da dediğim gibi ;
Yapabilene engel çıkarılıyor,
Yapmak istiyor alan, fırsat bulamıyor,
O işlere, makamlara getirilen liyakatsizler işi bilmiyor,
Herkes bir yol tutturmuş gidiyor.
Ve bir süre sonra yapılan her neyse doğru-yanlış toplumda kabul görüyor, kanıksanıyor.
Sonuçta da görüldüğü üzere ; Ülkemiz dibin dibini boyluyor.
Böyle mi olmalı, en tepeden en aşağıya içler acısı durumumuz?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder