'Ölenler ölümü bilmez, ölüm kalanların hikayesidir.'
Bugün 24 Ağustos ...
Koskoca 10 yıl geçti üstünden.
Sanki başıma gelecek, kaygılı gözleriyle bana bakacak , elini alnıma koyup ateşimi düşürecek gibi 'Anne ' diyorum.
Yaşımız ne olursa olsun , ölene kadar, en zor anlarınızda dilimizden düşecek tek sözcük hep ' Anne' olacak.
Ölen öldüğünü gerçekten bilmez mi bilmiyorum ama kalanların ölüm hikayesi çok daha üzücü sürüyor.
Ölümü kabullenmek çok zor.
Hayatınızda ,hep alıştığınız insanın bir andaki yokluğu, yarattığı boşluğu kabullenmek sanıldığı kadar kolay olmuyor.
Zorkun Yaylası'ndaki evimizdeyim üç gündür örneğin.
Her yerde ,Annemin ayak izi var.
Raftaki çeyizlik tabakları, yaylada kullandığı terliği, son yaylaya geldiğimiz yıl kullandığı havlusu astığı yerde duruyor hala.
Her şeyi kaldırsanız bile anılarınızı silemiyorsunuz ömrünüzden.
O kadar bilge, o kadar vakur duruşlu,o kadar yetenekli ,onca yaşadığı acıya rağmen bu kadar sakin kalabilen, çok özel bir kadındı Annem.
Eğer bugün bu noktadaysam, hayatta bir duruşum varsa , her şeyimi Anneme ,bana öğrettiklerine borçluyum.
İlhan Berk der ki dizelerinde:
Sen yoksun ya
Seninle binlerce yerim yok.
Yattığım yerden, pencereden dışarısını izliyorum.
Uyuyorum uyanıyorum 'Anne ' diyorum sürekli.
Hayat işte....
Sanki çıkıp gelecekmiş gibi,
Sanki bakışlarıyla şefkat verecekmiş gibi.
Anacığım ...
Nurlar yağsın üstüne.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder