27 Ekim 2018 Cumartesi

#Sabah,iyi umutlarla güne başladım.hayat güzel,nefes alacak bir güne daha başlamak güzel gibi romantik algıdaydım.
Aslında,dün twitterde bir haber görmüştüm ama 'Hadi canım,yine mi asparagas haber?Hem de,Sarıkamış'tan 103 yıl sonra iki askerimiz donarak ölecekti?''
Böyle saçma bir haber olur muydu?
21. yüzyıldayız ve askerlerimiz donarak ölecek!
Tunceli'de,operasyona giden askerlerimize mevsime göre kıyafet verilmiyor muydu?
Malum,artık kış mevsiminin kar yağışı başladı tüm yurtta.
Sarıkamış'taki gibi incecik askeri kıyafetlerle askerlerimizi dağlara sürmüş olamazlar değil mi?
Ordumuzun başındakiler bunu biliyor olmalılar!
Peki,bundan kim sorumlu?
İki vatan evladı,hem de 15 BİN lirayı bastıran herkesin bedelli askerlikten kaçtığı günümüzde,kim bilir hangi yoksul,camsız,sıvasız evinin oğlu olarak,karda üşüyerek,donarak can verecek ve bunu okuyan bizler olaya sessiz kalacağız;' Takdir-i İlahi,şehadet şerbeti içtiler,ne mutlu sana evladın şehit oldu'diyenlere tepki göstermeyeceğiz öyle mi?
O şehadet şerbeti nedense hep yoksulun evinde içiliyor.
Hangisinin oğlu askerlik yaptı,sorarım size?
Testis kanserinden yırtan mı,yoksa valiyi hizaya dizen, sözümona bedelli yapan diğerinden mi?
Herkesin evladı kendine kıymetlidir.
Sorun bakalım o ana-babaya,evlatlarının canı gitmesin diye kendi canlarından vazgeçmezler mi?
Bu kadar kolay yani,iki askerimiz donarak öldü ve bizler,iki yanlışın bir doğruyu göstermediği düzende hiçbir şey olmamış gibi yaşamaya devam edeceğiz !
İçimden geçen sözcükleri dile getirmek istemiyorum.
Ben de bir anneyim ve o,iki askerin annelerinin çığlıklarını burdan duyuyorum.
Zıvanadan çıkmak işten bile değil inanın.
Cehennemin dibine gidin.
Orası bile sizi almayacak!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder