#Atölyemden...

Anacığım, nurlarda uyusun, hep derdi ki :'Eskisi olmayanın yenisi olmaz.'
O dönemin tüm Annelerinden bunu duymuşsunuzdur.
Ben de, küçük bir ekleme yapayım : Eskiyi değerlendirmek elbette çok önemlidir ama bazen, eskimiş bir eşyayı onarmak, astarı yüzünden pahalıya çıkan bir maliyete neden olacaksa atın gitsin.
Değmez!
Bu gördüğünüz fiskos masası, kahverengi, ayakları kırılmış, yuvarlak üst tabakası gövdeden ayrılmış, kırık bir eşyaydı.
Aslında, çöpe atabilirdim ancak, atölyemde, arkadaşlarıma eski bir eşyayı nasıl onarabiliriz demek adına tamir ettim.
Zaten, fotoğraflardan da göreceksiniz aşamalarını ama kısaca anlatayım:
Önce, kırık yerleri mobilya tutkalıyla yapıştırdım. Sonra, üst tablayı mobilyacıda eklettim. Dolgu malzemesiyle hasarlı yerlerini onardım.
Zımpara aşamasından sonra tüm yüzeyi siyaha boyadım.
Bu eşyayı siyah ve sarı yapmayı planlamıştım ta başında.
Yuvarlak üst tablanın kenarlarını sarı şeritlerle, silikonla yapıştırdım.
Sonrasında, kendi Akciğer filmimden hazırladığım şablonla stencil baskı çalışması yaptım.
Akciğer filmi, siyah bir film biliyorsunuz. Filmi, çamaşır suyuyla maviye dönüştürdüm, beyaz iş deseni çizdim, kestim ve şablonu hazırladım.
Bunu da, bir ayrıntı diye yazıyorum. 

Deseni, şablon ve stencil fırçasıyla masaya geçirdim.
Verniğini attım ve kullanıma hazır artık.
Hiçbir iş, emek harcamadan ortaya çıkmaz.
Ben, zoru severim ve uğraşırım.
İstesem çöpe atardım ama uğraşmayı seçtim, örnek olması adına.
Fena da olmadı hani. 

Masrafına değecekse ve böyle eşyalarınız varsa değerlendirin.
Yok, değmezse atın gitsin.
Emeğin pahası biçilmez.
Kutsaldır, değmeli çabanıza.
Peki, bu işin maliyeti nedir?
O da, bende kalsın ama ucuza çıkmadı elbette. 

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder